Yılın üçüncü enflasyon raporu Merkez Bankası tarafından açıklandı. Aynı zamanda daha önce gerçekleÅŸtirilen para politikasına iliÅŸkin toplantı özeti de dün yayınlandı. Genel çerçevede hem toplantı özeti hem de enflasyon raporu benzer mesajlar içeriyor. Tabii ki enflasyon raporu ekonomideki geliÅŸmeleri daha ayrıntılı ele alıyor ve bu açıdan daha dikkatli okunması gereken bir doküman.
Ana hatlarıyla bakıldığında Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahminini bir önceki rapora göre bir miktar aÅŸağıya çektiÄŸi görülüyor. Buna göre yıl sonu tahmini yüzde 6.2 olarak güncellenmiÅŸ. Nisan ayındaki raporda bu rakam yüzde 6.5 idi. Ancak haziran ayı sonuna gelindiÄŸinde enflasyonun yüzde 8.9'a düÅŸmesi ve bu rakamın nisan tahminlerinin altında kalması yılın geri kalanında da tahminlerin aÅŸağıya çekilmesine neden olmuÅŸ. Ancak yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 5 oranına ulaşılması daha önceden de açıklandığı üzere bir miktar gecikmeli olacak. Orta vadeli projeksiyonlarda enflasyonun 2013'ün ikinci yarısından itibaren yüzde 5 civarında dalgalanacağı tahmin ediliyor. AÅŸağıdaki grafik enflasyon raporunun içinde yer alıyor ve Merkez Bankası'nın ileriye dönük enflasyon tahminlerini yansıtıyor.
DiÄŸer yandan Merkez Bankası yılın ilk çeyreÄŸinde ekonomik büyüme performansında görülen yavaÅŸlamanın da kalıcı bir duraklama ve resesyon anlamına gelmediÄŸini, yılın ikinci çeyreÄŸindeki verilerin ekonomideki ılımlı büyüme trendini desteklediÄŸini söylüyor. Buna göre, yılın ilk çeyreÄŸinde görülen zayıf görünüm büyük oranda dış belirsizliklerden ve olumsuz hava koÅŸullarından kaynaklanmış. Ek olarak, sanayi üretiminde yılın ikinci çeyreÄŸinde görülen görece güçlü trend de bir önceki çeyrekte gerçekleÅŸen olaÄŸandışı ÅŸartların bir anlamda düzeltmesi anlamına geliyor.
Merkez Bankası hem enflasyon hem de büyüme konusunda iyimserliÄŸini korurken en önemli risk olarak küresel geliÅŸmelere ve Avrupa'da Yunanistan ve Ä°spanya'nın durumundan kaynaklanan belirsizliklere dikkat çekiyor. Öncelikle, küresel ekonomide büyüme oranlarının yavaÅŸlaması geliÅŸmiÅŸ ekonomilerde, yani Avrupa ve Amerika'da, faiz oranlarının düÅŸük seviyelerde kalmasına, yani para politikasının gevÅŸemesine yol açabilir. Buradan ortaya saçılacak paranın yüksek getiri amacıyla yeni bir dalgalanma yaratma riski var. Yani kısa vadeli sermaye hareketlerinde artış görülebilir.
Aynı zamanda Avrupa'da devam eden karışıklık nedeniyle önümüzdeki dönemde daha da derin problemler görülebilir. Bu da küresel finans piyasalarında yeni bir çalkantıyı tetikleyebilir. Bütün bu risklere karşın Merkez Bankası kısa vadede para politika esnekliÄŸini korumak istiyor. Bir hafta önce alınan ve siyasiler tarafından olaÄŸan bir ÅŸekilde eleÅŸtirilen para politikası kararını bu açıdan deÄŸerlendirmekte fayda var.
Tabii bir de tablonun öbür yüzü var. Küresel dengelerde görünüm olumluya döner, hem küresel büyüme hem de küresel talepte ciddi bir artış görülürse bu da emtia ve enerji fiyatlarını hızlı bir ÅŸekilde yukarıya çekecektir. Bu durumun yurtiçine direkt yansıması da enflasyon üzerinde görüleceÄŸinden Merkez Bankası bu olasılığa karşı da aktif bir politika izlemek istiyor. Küresel fiyatlardan enflasyon üzerinde oluÅŸacak bir seferlik ve kısa dönemli dalgalanma yeni bir tedbir alınmasını gerektirmez, ancak bu etkiler uzun vadeye yayılır ve enflasyonda kalıcı bir yükseliÅŸe neden olursa Merkez Bankası para politikasında sıkılaÅŸtırma yapmak durumunda kalabilir.
Özetle, ekonomide gerek büyüme gerekse enflasyon tarafında riskler büyük oranda dış kaynaklı. Merkez Bankası'nın içeriye yönelik dikkat çektiÄŸi tek risk maliye politikasında görülebilecek sapmalar ve bütçe açığının hızlı bir ÅŸekilde artması. Bu durumda Merkez Bankası politika adımlarını yeniden gözden geçirecektir.
AkÅŸam