Türkiye ekonomisi 2008-2009 global krizinden 2009 yılında aynen ihracatçı Almanya kadar daralarak çıktı (her iki ülke de eksi 4.7 büyüme yaÅŸadı), çünkü her iki ülke için de temel ihracat pazarları Avrupa hızla daralmıştı. Türkiye 2010 ve 2011 yıllarında da iç talebi artırarak BRIC ülkeleri gibi yüzde 8-10 arası bir ortalama hızla büyüdü.
Zaten banka sistemini ve kamu maliyesini 2001 krizi sonrası tamir etmiÅŸ olduÄŸundan bütçe açığı, borç stoku veya banka iflası gibi sorunların kurbanı olmadı. Ancak iç talep ile büyüme ithalatı ve dolayısıyla da cari denge açığını artırmıştı. 2011 ve 2012 yıllarında sıcak para giriÅŸini ve kredi artışını kontrol ederek iç talebi kısmaya ve cari açığı daraltmaya baÅŸladı. Ä°ç talebin kısılması ise reel ekonominin büyüme hızının düÅŸmesiyle gerçekleÅŸti. Hükümet programı 2004 yılında yüzde 4 büyüme öngörüyor. Avrupa'nın gidiÅŸatına ve global büyümenin ne kadar yavaÅŸlayacağına baÄŸlı olarak bizim de 2012 kaderimiz belli olacak.
Türkiye ekonomisi tabii Çin, Hindistan ve Rusya gibi BRIC ekonomilerine yapı olarak hiç benzemiyor. Ne petrolü var ne de Çin veya Hindistan gibi düÅŸük gelir ve düÅŸük ücretli iÅŸçi ordusu. Ama global analistler bizi 2012 yılında BRIC ülkelerinden Güney Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya ve de Afrika kıtasının en büyük ekonomisi Güney Afrika ile kabaca ayni kategoride görmekteler.
GeçtiÄŸimiz günlerde Brezilya ekonomisinin hızla yavaÅŸladığını, sanayi üretiminin adeta durduÄŸunu ve bu nedenle de faizlerini süratle indirdiÄŸini bu sütuna aktarmıştık.
Bugün ise son verilere dayanarak G.Afrika ekonomisinin de hızla daralmasının dinamiklerini aktaracağız.
Güney Afrika Merkez Bankası son iki yılda ilk defa faiz indirimine gitti. Politika faizi yüzde 5.5 düzeyinden yüzde 5 düzeyine düÅŸürüldü. Çünkü global kriz ortamında ABD'nin çok hızlı büyüyememesi ve Avrupa'nın yerlerde sürünmesi tüm geliÅŸen ülkeler gibi Güney Afrika'yı da etkilemeye baÅŸlamıştı. Böylece Güney Afrika da son dönemde durgunlaÅŸma nedeniyle faiz indiren Çin, Hindistan ve Brezilyaya katılmış oldu. Güney Afrika faizlerini en son Kasım 2010 tarihinde düÅŸürmüÅŸtü.
Afrika'nın en dışa açık ekonomisi olan Güney Afrika aynen Türkiye gibi global türbülansa endeksli. 2008-2009 krizinde Güney Afrika kabaca bir milyon isitihdam kaybı yaÅŸamıştı. Her ne kadar krizden sonra iÅŸsizlik önemli boyutta azalmışsa da gene de iÅŸgücünün dörtte biri iÅŸsiz.
Yapılan araÅŸtırmalara göre Güney Afrika'nın iÅŸsizliÄŸi önemli ölçüde azaltabilmesi için ülkenin GSYÄ°H'sının yüzde 7 civarında büyümesi gerek. Ancak Güney Afrika 2011 yılında sadece yüzde 3.1 büyüyebilmiÅŸti. GeçtiÄŸimiz perÅŸembe günü Güney Afrika Merkez Bankası 2012 reel büyüme tahminini yüzde 2.7 düzeyine indirdi ve hatta büyümenin daha düÅŸük de olabileceÄŸini belirtti.
Bu arada Güney Afrika'da aralık ayında seçim var. BaÅŸkan J. Zuma ikinci BaÅŸkanlık dönemi için aday. Hükümeti oluÅŸturan African National Congress Partisi'nin Genel Sekreteri G.Manteshe ÅŸu andaki global ÅŸartlarda düÅŸük oranda da olsa, pozitif büyüme yaÅŸamanın önemli bir baÅŸarı olduÄŸunu savunurken, bağımsız eleÅŸtirmenler özel sektör yatırımının ve tüketimin kırılgan olduÄŸunu, ve emtia fiyatlarının düÅŸüklüÄŸünün de Güney Afrika ve ÅŸirketleri için en büyük sorun olduÄŸunu vurgulamaktalar. Dış uzmanlar Avrupa'nın borç sorununun, Güney Afrika'yı, hem ihracat talebini azaltarak hem de Güney Afrika parasının deÄŸerinin sürekli dalgalanmasına neden olarak risk iÅŸtahı üzerinden etkilediÄŸini gündeme getiriyorlar.
AkÅŸam