Sigortacılığın duayenlerinden Balcı Ailesi, İsviçre Sigorta'yı yabancı ortaklarına satmalarının ardından 'tarım' sektörüne yöneldi. Gayrimenkulde MOM Yapı'yı kurarak Çekmeköy'deki arazilerine ilk konut projelerini gerçekleştiren grup, otomotivde yedek parça alanında büyümeyi de planlıyor.
Avrupa Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Balcı, "Yıllarca sigortacılık yaptık, şimdi elle tutulan, görülen işler daha çok ilgimizi çekiyor. Tarım sektörü, krizlerden çok etkilenmeyen, yanlış işler yapmadığınız sürece önümüzdeki dönemde gelir getirecek bir iş olacak" diyor.
Zeytincilik dünyanın en kolay işi, hiçbir şey yapmıyorsunuz
Avrupa Holding, süt ve zeytinyağı üretimine adım attı. Balcı, "Tarım sektörü bizi heyecanlandırıyor" diyor. Tarım sektöründe ilk faaliyetleri zeytinyağı üretimi olmuş. Seferihisar'da uzun süredir ellerinde olan zeytinliği 2008 yılında İsviçre Sigorta'yı sattıktan sonra yeniden ele almışlar. "Zeytinliğimize 3 bin 500 ağaç diktik. Var olan arazimizi büyüttük, etraftan köylüler 'bizim araziyi de alır mısınız' diye teklifte bulundu, birkaç arazi daha aldık. Aslında zeytincilik dünyanın en kolay tarımından biri, hiçbir şey yapmıyorsunuz."
Balcı aslında hiçbirşey yapılmıyor diyor ama verimliliği damla sulama yaparak iki kat artırdıklarını ekliyor. Yetmiyor, toplama konusunda da katma değer peşine düşülüyor: "Zeytini toplarken dövmeden toplamak için çaba harcadık, aletler aldık. Silkeleyerek toplamak ince dalla uygulanabiliyor. Tarak benzeri, çırpan bir alet getirttik ama atadan kalma çırpma yöntemini de kullandık. Yani az döverek zeytinlerimizi topladık." Sonuçta toplanan zeytinler bu yıl yüzleri güldürmüş, çünkü 0.6 asit oranı tutturulmuş. Murat Balcı hedef ve vizyonlarını şöyle anlatıyor:
Butik bir zeytinyağı markası oluşturacağız
"Oldukça iyi bir zeytinyağı ürettik ama ağaçlar daha yeni olduğu için miktar az. Bu yıl daha bilinçli sıktık ağaçlarımızı. Bir marka oluşturuyoruz. Kendi ürettiğiniz zeytinlerin yağı ile zeytinyağı markası oluşturabilmenize imkan yok, başklarının ürettiği zeytinlerden de almanız gerekiyor. Bizim üretimimiz henüz ultra butik, bu yıl 2 ton zeytinyağımız oldu. Bizim amacımız 'dalında bırak ben toplarım' deyip, daha fazla zeytinle daha çok üretim yapabilmek." Balcı'ya göre organik üretimde bir balon var. Ancak yine de kapılarını organiğe kapatmış değil: "Başlangıçta organikle başlamadık ama 4-5 yıl içinde işi organiğe çevirebilme imkanımız var."
Yavrusu dişi olma ihtimali yüksek gebe hayvanlar aldık
Avrupa Holding'in tarımdaki diğer "macerası" süt üretimi. Balcı "Ağaçlar yerinde duruyor ama hayvanlar geziyor, çok daha zor" diyor. Hayvancılık konusunu çok uzun süre araştırmışlar. "Birkaç hafta önce Macaristan'a gittik. Hayvanları oradan seçtik, 300 baş hayvan aldık" diye anlatıyor Balcı. Kırklareli'nde 120 dönümlük bir çiftlik arazisi aldıklarını, burada 1000 başa kadar çıkabilme kapasitesinin bulunduğunu açıklıyor. Yaklaşık 8 milyon TL'lik bir yatırım söz konusu. Balcı, işin içine girdikçe daha çok şey öğrendiklerini söyleyerek şöyle devam ediyor:
"Çok enteresan şeyler öğreniyorsunuz. Hayvanı siz gebe alıyorsunuz, doğum yaptıktan sonra süt vermeye başlıyor. Dişi olma ihtimali yüksek olan spermalar üretilmiş, bunu da Macaristan'da öğrendik. Suni döllenme ile olduğu için bu yapılabiliyormuş artık. Siz doğan yavrunun da dişi olsun istiyorsunuz sütçülük yaptığınız için. Holstein cinsi... Macarlar Demir perde zamanında 50 bin tane Holstein inek ithal etmişler Amerika'dan ve kendi ırklarını başlatmışlar. Bir sistematik içinde genetiğin muhafaza edilmesi ve kayıt altına alınması sağlanmış. Bir hayvan beğeniyorsunuz, annesinin yıllık ortalama ne kadar süt verdiğini söylüyorlar. Seçmeye gittiğinizde tarım bakanlığından iki yetkili veriyorlar, kriterleri kontrol ediyorlar. Macaristan'dan ithal etmemizin nedeni iki hafta öncesine kadar bir tek oradan ithalat yapabiliyor olmamızdı, diğer ülkeler belirli hastalıklar nedeniyle kapalıydı."
Ziraat'in teşviğini kaçırdık ama fizibiliteyi tutturabildik
Balcı, Ziraat Bankası'ndan verilen kredi teşviğini kaçırdıklarını. yatırımın yüzde 75'ine kadar verilen bu teşviğin çok avantajlı olduğunu ancak zamanlamayı tutturamadıklarını anlattı. "Şimdiki teşvikler o kadar parlak değil ama yine de yatırım yapmaya imkan sağlayacak bir seviyede" diyen Balcı, "fizibilite insanı" olduklarını vurguluyor, yani sütte yatırım yaparken yine de karlılık seviyesini tutturabilmişler. "Ben düzgün, hakkıyla yapılan her işin piyasadan bağımsız başarılı olduğuna inanıyorum. Sütün litresini 80-90 kuruşa satabiliyorsunuz. Yaz aylarında düşüyor, kışın çıkıyor. Hesabınızı buna göre yaparsanız para kazanmanıza imkan yok ama sütünüzü kaliteli yaparsanız kalite primi alıyorsunuz. Bizim de ilk amacımız ürettiğimiz sütü satmak, orta vadede ise kendi süt ürünlerimizi geliştirmek. Doğru bir konumlandırma yapıyorsanız kar etmemek mümkün değil."
Sütü ihraç da edeceğiz bu nedende Trakya'dayız
Balcı, bir ihracat imkanı olduğunda süt ihracatını da planladıklarını, buna göre yapılandıklarını anlattı. Çiftlik için yerin Trakya'da seçilmesinin nedeni de bu. "Kapalı bir bölge, teşvik de var. Hastalıktan ari bölge olduğu için prim de alıyorsunuz. İleride bir ihracat imkanı olursa ilk düşünülecek bölge orası olacak."
Balcı, zeytinyağı ve süt üretiminde kalıcı olmak istediklerini anlatıyor. "Biz bu işi yapıp sonra satmak değil, zeytinyağı ve süt üreticisi olmak istiyoruz. Bu bir aile işletmesiyse, gıda sektörünün işlerimizden biri olmasını istiyoruz."
'ERGO ile ayrılığımız emeklilikle başladı'
Murat Balcı, sigortacılıktan tarıma geçiş öykülerini anlatırken "Siz bizim geçirdiğimiz dönüşümü bir bilseniz" diye başlıyor söze ve ERGO ile önce ortaklık sonra satış süreçlerinin nasıl geliştiğini anlatıyor:
"Biz sigortacılıkla İsviçre Sigorta olarak çok başarılı, iyi bir şirkettik. ERGO ile 'sonra kalan hisselerimizi satarız' diyerek ortaklığa girmedik. ERGO bu konuda dünyanın en büyük şirketlerinden, çat kapı bir gün bizi bulup aradılar. Türkiye'nin parladığı, Avrupa'da şirketlerin elinde para olan dönemdi. Bize dediler ki sizi araştırdık, niyetiniz var mı. Biz o noktada sektörde 4'üncüydük, hiçbir banka bağlantısı olmadan... Artık ilerlememize imkan yoktu, banka bağlantısı olmaması bizi bir noktada tutuyordu. Olumlu duygularla başladık ortaklığa ama bakış açısı ve derinlik çok önemli. Bizim en önemli görüş ayrılığımız emeklilik işine girmekte yaşandı.
Beraber çıktığımız yolda soğukluk oldu
Ortaklık başladıktan sonra biz emeklilik işini finansal bir partner ile yapmak istedik, banka kanalı ile yapılan bir iş bu, acentenin yapabileceği bir iş değil. Cebinizin derinliği ile ilgili de bir şey, inanmadığımız bir iş için sürekli sermaye koymamız gerekecek. Biz de 'sizin önünüzü açalım' dedik, önce hayat hisselerini sattık, ama beraber çıktığımız yolda bir soğukluk oldu. Hayat dışı alanlarda da fikir aykırılıkları gelişti. Aslında çok istemeden, planlamadan işten ayrılmak zorunda kaldık.
Sigortacılıkta hala büyük bir açık var
Yaptığımız anlaşmaya göre aynı sektörde iş yapmama yasağımız vardı, geçen yıl o yasak bitti. Ama o arada biz farklı işlere girdik ve artık zamanımız yok, ama biri gelip akıllı bir teklif yapıp farklı bir sinerji yaratmanın önünü açarsa bakarız. Şu anda sigorta alanında hala çok önemli bir açık olduğunu düşünüyorum. Hizmeti alanlarla verenler arasında bir kopukluk olduğunu, bir iletişimsizlik olduğunu, sigortacılığın çok iyi tanıtıldığını düşünmüyorum. "
Enerji sektöründe konsolidasyon olmasını bekliyorum
"Enerjide ciddi bir konsolidasyon olacağına inanıyorum. 1.5 yıl enerji alanında, hidroelektrik ya da rüzgar santralı yatırımı yapmak için Türkiye'yi dolaştım. Burada biraz geç kalmışız. Daha önce kar edecek projeler hep birilerinin eline gitmiş. Piyasada bazı projeleri alanlar elinde çanta bunları satar hale gelmiş. Enerjinin en güzel tarafı, fizibilitede gelirin alım garantisi nedeniyle bilinir olması. Ama burada bir parantez var. Sen kredi almışsın, bir anda fiyat değişebiliyor. Biz son noktada bu alanda yatırım yapmama kararı aldık ama hala gelen projeleri inceliyoruz, çok da heveskar değiliz. Ben bu noktada fizibiliteler tutmadığı için bir kesimin yatırımları ellerinden çıkartacağını düşünüyorum."
Yaptığımız yatırım açısından filonun başı şu anda inşaat
"İstanbul'un Anadolu yakasında 1500 dönüm arsa stoğumuz var. Kenarda köşede bir parası olan her kurum mutlaka gayrimenkule de yatırım yapar. Biz de sigortacılık yaptığımız dönemde bu tarz yatırımlar yaptık. Yeni yaptığımız projenin arsasını bir süre önce almıştık. İş değişikliğinden sonra önümüze koyduğumuz bir iş de inşaattı. Sancaktepe'de bu tarz 3-4 arazimiz daha var. Önümüzdeki dönemde bu arazilerde de geliştirmeler yapacağız. MOM Yapı olarak bir inşaat şirketi kurduk. Kat karşılığı işlere de teklif veriyoruz. Kentsel dönüşüm ile çok daha gündeme geldi bu tarz projeler.
Şu anda filonun başı yaptığımız yatırım açısından inşaat. Yaptığımız ilk projenin yatırımı arazi dahil 72 milyon euro. Sancaktepe'de planladığmız proje 50 milyon euroluk bir proje. Biz kaliteli inşaat yapan ve yaptığı inşaatla bilinen bir şirket olmak istiyoruz."
Gayrimenkulde bir balon oluştuğuna inanmıyorum
Murat Balcı inşaat sektöründe bir balon olduğunu düşünmüyor: "Senede 200 bin kişi evleniyor sadece İstanbul'da. 200 bin kişi boşanıyor... Bırakın evlerin değişmesini, ev ihtiyacı inanılmaz fazla. Deprem bölgesindeki evlerin çoğunun yenilenmesi gerekiyor. Balon kesinlikte yok" diyor. Ona göre balon tanımı Türkiye'ye ithal bir tanım, oysa Türkiye'de mortgage yapılmıyor, ikincil piyasalar oluşmuyor. Peki ya inşaat şirketlerinin kendi finansman modellerinde bir sıkıntı yaşanabilme ihtimali? Balcı şöyle yanıtlıyor:
"Siz sattığınız evin değerinin altında bir iş yapıyorsanız ve o parayı tahsil edemezseniz tabii problem olur. Biz de vadelendirme yapıyoruz kredi faizlerinin yükseldiği zamanlarda. Ben kendi paramı yüzde 11-12 ile değerlendirebiliyorum, bankanın kredi için istediği faiz yüzde 18-19'ları bulunca banka kredi açacağına, ben kredi açıyorum. Borçlanarak bu işi yapanın tabii büyük sıkıntısı var. Biz tamamen kendi sermayemizle iş yapıyoruz."
Gayrimenkulde satışlar Ramazan sonrası açılır
"Şimdilerde insanlar daha çok oturma amaçlı ev alıyor, yatırım için alanlarda düşüş var. Ramazan sonunda, okulların açılması ile tekrar açılacağını düşünüyorum gayrimenkulde satışların. KDV'yi artıracaklar, öyle görünüyor, şu anki ifadelerle ruhsatı almış olanlar yüzde 1 olarak devam edecek. Ama burada kademeli bir geçiş olması gerekiyor. 100'ü 3.5, 120'yi 5 gibi kademeli bir geçiş olması gerekir."
Homer ile tüm tamiratı tek faturayla yapıyor
"Otomotivde de faaliyet gösteriyoruz. Sigortacılık yaparken 2002 yılında İsviçre Sigorta'da genel müdürken, yaptığımız işin yüzde 75'i kasko idi, yedek parçayı toplu alabiliriz diye düşündük, sigorta şirketlerinin yedek parçaya yaptığı ödeme çok yüksek. Bir bilgisayar altyapısı kurduk, bu altyapıya eksper, tedarikçi ve tamirhane bağlı. Bilgisayar programı üzerinden, hiç stok tutmadan yedek parçacıdan tamirhaneye giden bir sistem kuruldu. Maliyetleri biz bu sistemle düşürdük, şirketten ayrıldıtan sonra eski ortağımız istemedi bu sistemi, biz üzerimize aldık. Şimdi sigorta şirketlerine bu sistemle hizmet veriyoruz. Bunun yanında Türkiye genelinde Homer adıyla tamirhanelerimiz var. Sigorta şirketi ve araç kiralama şirketleri anlaşıyor bizimle, tek fatura ile tüm tamir işleri yapılıyor. Bir şirketimiz daha var bakım parçalarını toptan alıp perakendecilere satıyoruz. Burada da kurumsal çalışan firma açığı olduğunu, bu işin tamamen online, internet üzerine kayacağını düşünüyorum."
***
"İnternette mantıklı bir projeye yatırım yapmak istiyorum. Ne olursa... Bu konuda proje geliştiren insanlar var, vakit buldukça bu projeleri incelemeye çalışıyorum. İnternette olmak gerekiyor, 5 yıl sonra ne yapıyor olursanız olun internette olmazsanız ayakta kalamazsınız.Biri 12 yaşında diğeri 15 yaşında iki çocuğum var, inanın onlar ne iş yapacak bilemiyorum."
***
"Yabancılar ortaklık için geldiğinde bizden 10 yıllık plan istediler, yapalım tamam da yaşadığımız bu coğrafyada her şey her an değişir. Daha sonra planı değiştirmek için toplantı yapıyorsunuz. Kurumsallığı da Enron olayından sonra biraz abarttık. Bir mail atılıyor, 15 kişiye CC yapıyorum. 3'ü yanıt verdiğinde o işin olma ihtimali 1 hafta uzuyor..."
20 yıllık iş hayatımda babam ilk kez tebrik etti
"İlk gayrimenkul projemizi teslim ediyoruz. 1993 yılında okul bitti, 2008 yılına kadar sigortacılık yaptım. Son 10 yılında da genel müdürlük yaptım. Bir aile şirketiydi, her ne kadar profesyonel bir iş olsa da baba oğulduk babamla... Geçen gün mail atmış proje tanıtımı sonrası, "Ellerinize sağlık" diye, ben babamın bunca yıldır bana teşekkür ettiğini bilmiyorum. Demek onu da etkilemiş, elle tutulur, görülür bir şey ortaya çıkarabilmek..."
Motosikletle Türkiye'yi geziyor
Murat Balcı, motorsiklet tutkunu. Eşiyle birlikte Türkiye ve Avrupa'da motorsiklet üzerinde uzun seyahatler yapmış. Bunun keyfinin bambaşka olduğunu anlatıyor. Bir diğer tutkusu ise fotoğraf. Çektiği fotoğrafları internette bir fotoğraf paylaşım sitesine yüklüyor.
Özlem Ermiş Beyhan/Dünya