Abdurrahman Yıldırım yazdı
Türkiye’nin kredi notunun artmasından sonra piyasalarda en önemli hareket faizde yaşanıyor.
- Borsa not artırımını önceden satın almıştı, sadece bir günlük kutlama yaptı ve işi bitirdi.
- Döviz kurunun düşüşüne Merkez Bankası dur dedi. Yatay dalgalı bir gidiş söz konusu.
- Hazine faizi yüzde 6.91’den 6.11’e düştü. Faiz düşüşü hızlandı.
Halbuki enflasyon beklentileri hâlâ yüzde 7 düzeyinde. Yani yerliler için negatif faiz söz konusu. Buna rağmen faizlerin düşüşü yabancı ilgisinden kaynaklanıyor. Türkiye kâğıdı almanın yabancı için cazibesi, nominal faizin yüksekliği yanında döviz kurlarında Merkez Bankası’nın istikrardan yana tavır koymasından kaynaklanıyor.
Para otoritesi döviz kurunun düşmesine izin vermedi, bir alt çizgi çekti. Yabancılar da Merkez Bankası’nın yaptırım gücünü gördü ve rahatladı. Kurun alt tarafına set çekilmesi, bir başka gün yukarı harekette üst tarafa sınırı beraberinde getirebilir. Nasıl ki kurun aşağı hareketi ihracatı vuracaksa yukarı hareketi de, enflasyonu azdıracak, enflasyon da faizi. Faizin düşmesini ise sadece hükümet değil, Hazine, Merkez Bankası, bankalar ve yabancılar da istiyor. Çünkü kamu faiz yükünü azaltırken özel kesim faiz düştükçe portföy kârı yazıyor.
TL’nin değerlenmesi veya kurda istikrar sağlanması yabancı için iyi bir güvence oluşturuyor ve Hazine kağıtlarına girip faizi aşağı çekiyorlar. Faizlerin düşmesi ortak istek ve özellikle yıl sonu bilançoları için elzem. Bu nedenle dışarıdan gelen parayla Hazine faizleri enflasyon beklentilerinin de altına geriledi ve düşüşüne devam edebilir.
Bir de Merkez Bankası politika faizini ve faiz koridorunun alt bandını aşağı çekebileceğini açıkladı. Aralık veya ocakta politika faizi düşürülebilir. Bu düşüşün kredi faizlerine ne ölçüde yansıdığının yanıtı bitişikteki tabloda. Son üç ayda ticari kredi faizleri 2.4 puan geriledi ve yüzde 12.8’e inerek son bir yılın en alt seviyesine indi. Daha da düşebilir.
SONUÇ: “Her tanımlama bir sınırlamadır.” Andre Suares
Habertürk