Geçtiğimiz haftaya damga vuran Rekabet Kurulu'nun gerekçeli kararını konunun uzmanlarından Actecon'un ortağı Dr. Fevzi Toksoy ile konuştuk.
Rekabet Kurulu'nun gerekçeli kararıyla bankaların cezası kesinleşti mi?
Sürecin ilk ayağı olan idari soruşturma tamamlandı. Bankalar kararı yargıya taşıyacak. Karar, idari yargıda onaylanması halinde kesinleşmiş olacak. Ama yargıya başvurmak cezaların ödenmesini durdurmuyor. Mevcut aşamada, bankalar bu cezayı ödemek zorunda. 30 gün içerisinde öderlerse de yüzde 25 indirim alırlar. Gerekçeli kararın kendilerine tebliğ edilmesinden sonra 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi'ne başvuracaklardır.
Temyizde kazanırlar mı?
Bu soruya kazanır veya kazanmaz diye cevap veremem. Ama ben olsam özellikle iktisadi analizlere yoğunlaşırdım. Üzerinde uzlaşı olduğu belirtilen oranların değişim faktörlerini modelleyerek bankalar arasındaki uzlaşının etkisini ölçerdim. Şunun altını özellikle çizmek lazım. "Rekabet hukuku bankacılık sektörüne uygulanmaz" ifadesi tam bir hurafe.
Libor soruşturmasında kurumların dışında bankacılar da ceza aldı. Bizde de bu süreç başlar mı?
Rekabet hukukundaki en caydırıcı yaptırım bu alandaki ihlallerin ceza hukuku kapsamına alınması ve yöneticilere hapis cezası verilmesidir. Dünya artık hızla bu sisteme geçiyor. Türkiye'de de önümüzdeki yıllarda bu gündeme gelecektir. Zira artık şirketler Mehmed Ağa'nın şirketi değil. Hele bankalar kurumsal yönetimin en çok kemikleştiği yerler. Yöneticilerin de hissedarlara karşı sorumluluğu var. Tüm dünyada rekabet düzenlemeleri ihlali örgütleyen, ihlallerin kurucusu olan, diğer şirketleri ihlalin içerisine çekmek için bireysel gayret gösteren şirket personellerinin de gerek hapis cezası gerekse de bireysel para cezaları almasını öngörüyor. Bizim mevzuatımızda kişilere rekabet ihlalinden dolayı ceza yok. Ancak ihlalin oluşmasında belirleyici etkisi olan kişilere bireysel para cezası verilebiliyor.
ZAMAN AŞIMI SÜRESİ 1 YIL
Bireysel davalar nasıl açılacak?
Tüketiciler Asliye Ticaret Mahkemeleri'nde tazminat davası açabilir. Dava açma süresi hukuken tartışmalı bir mesele. Kanunen bir yıl olan zaman aşımı süresi var. Bu kararın açıkladığı tarih olan 08.03.2013'ten mi yoksa gerekçeli kararın açıklandığı 15.07.2013'ten mi başlayacak? Bankaların kararla ilgili dava açması tüketicilerin mahkemeye gitmesine engel değil. Ama ben kararın tüketicilerin zarar gördüğünü göstermek bakımından yeterli olmadığını düşünüyorum.
ZARAR TESPİTİ ZOR
O dönemde kredi çeken vatandaşlar ne yapmalı?
Ben tüketicinin uğradığını iddia edeceği zarar ile rekabet ihlali arasındaki bağı rakamsallaştıramayacağını düşünüyorum. Nitekim Rekabet Kurulu kararında bankaların davranışlarının piyasa üzerindeki rekabete aykırı etkilerine dair kapsamlı tespitler bulunmuyor. Bu da aslında tüketicilerin zararının bankaların rekabete aykırı davranışları ile doğduğunu gösterecek illiyet bağını kurgulamayı çok çok zorlaştırıyor. Yani, madem ortada bir uzlaşma var, olmasaydı faiz oranları ne olurdu gibi bir çalışma en azından tüketicinin önünü açabilirdi. Yani mahkemelerin tüketiciler lehine bir tazminata hükmedebilmesi için çok ciddi çalışma yapması gerek.
VAHŞİ BİR KAZANMA HIRSI
Kararda bir mail dikkat çekici. Kart pazarının hâkimi iki banka bir araya gelip fiyatları artırıyor. Bu rekabet ihlali mi kartel mi?
Bütün dünya rekabet hukukunu kabul edecek, Türk bankacılık sektörü "Bu kurallar bize uygulanmamalı" diyecek. Bu kabul edilemez. Rekabeti ihlal etmenin esas dürtüsü vahşi kazanma hırsı. Bankacılık sektörü işte bu yönüyle rekabet hukuku frenine tahammül edemiyor ve rekabet hukuku 'tü kaka' oluyor. Bununla birlikte karardaki maillere bakarsak bu kartel değil. Kartelde yapısal bir disiplin, kontrol ve güç vardır. Kartelden çıkmanın bir yaptırımı vardır. Örgüt işi yani. Türkiye bankacılık sektörü uluslararası para trafiğinin bir parçası. Burada böyle etkili bir kontrolü kuramazsınız. Ekonomi buna izin vermez. Burada rekabet hukukunu bilmeme ve bilinmesini tercih etmeme tutumu var.
Bankalar bundan sonra rekabeti yine ihlal eder mi?
Elbette. Tekerrür hakkı Türkiye'de her şirkete verilmektedir. Ancak daha önce bu kararın kesinleşmesi gerek.
Dilek Güngör/Sabah