Ege Cansen, Hürriyet gazetesindeki köÅŸesinde cari açığa yönelik benim de ilgimi çeken bazı söylemlere dikkat çekti.
Müteahhitler yabancılara gayrimenkul satarak, otomobil ithalatçıları ise yurtdışına TL ödeme yaparak cari denge açığına katkı yapacaklarını söylüyorlar. Ege Bey bunun doÄŸru olmadığını belirtmekle birlikte biraz da latife olsun diye sanıyorum, resmi otoriteden açıklama istedi. Cari açığa yönelik olarak kamuoyunda o kadar hurafe var ki bunlar en masumları. Merkez Bankası'nı bilemiyorum elbette ama ben konuyu ciddiye alacağım. Hazır Ege Bey, güzel bir pas atmışken topa kafamı uzatmazsam içimde kalacak.
Ödemeler dengesi tablosunda ülkenin uluslararası kabul gören ölçümlerle hesaplanan döviz harcamaları ile döviz gelirleri arasındaki fark cari açık olarak gösteriliyor. Bu açıdan bakanlar dövizini getiren yabancıya gayrimenkul satılırsa döviz kazandırıyor diye düÅŸünüyor olabilirler. Toprak üzerinde tarım ürünleri yetiÅŸip de satılınca veya turistler otele gelip konaklayınca ihracat oluyor da ev satılınca neden olmasın? Felsefi açıdan bakılınca belki haklılar. Ama gayrimenkul tarım ürünü veya otel hizmeti gibi satın alınıp tüketilen bir ÅŸey deÄŸil. Yabancı konutu otel yerine evine gelip kalmak ya da ileride daha yüksek fiyattan satmak veya kira gelirinden faydalanmak için almış olabilir. Sonuçta gayrimenkul alımı tüketim deÄŸil yatırım olarak kabul ediliyor. O nedenle de cari denge içinde deÄŸil, cari dengenin uzun vadeli finansmanı ÅŸeklinde gösteriliyor. Üstelik cari açığa zarar veren bir ÅŸey. Konutun inÅŸaatında veya döÅŸemesinde bir sürü ithal mal kullanılabiliyor ve bu söylenenin tam tersine cari açığı artırıyor.
Elbette sürekli cari açığa yanlış yönde dikkat çekip bel altından vuran yurtdışındaki kredi derecelendirme kuruluÅŸları ya da ekonomistlere karşı aynı ÅŸekilde karşılık vermek mümkün. Yani yabancılara bolca gayrimenkul satıp, bedellerini uzun vadeli finansman (doÄŸrudan yatırım) ÅŸeklinde gösterip sonra da "bakın, cari açık yüksek ama doÄŸrudan yatırımla finanse ediliyor, refinansman riski düÅŸük" denebilir. Yıllarca DoÄŸu Avrupa ülkeleri, hatta Ä°rlanda ve Ä°spanya böyle yapmadılar mı? Yabancıların alımlarıyla coÅŸan konut sektöründeki batıkların krize soktuÄŸu Ä°spanya cari açığı uzun vadeli finanse ediyor diye yıllarca kredi derecelendirme kuruluÅŸlarından AAA notu almadı mı?
Benzer ÅŸekilde ithalatçıların da yurtdışına TL ile ödeme yapmalarının cari açığa bir katkısı yok, tersine zararı var. Döviz yerine TL ödemek sadece ödemenin ÅŸekli. TL ile ödeyince otomobil Türkiye'de yapılmış olmuyor ki. Ä°thalatının çoÄŸunu Çin'den yapan ve dolar ödeyen ABD'nin cari açığı olmuyor mu? Sorunlu Euro üyelerindeki cari açık patlaması ithalatı kendi para birimleri ile ödedikleri halde olmadı mı? Ä°thalatın TL ile ödenmesi TL fiyatlarının kurlar artarken dahi deÄŸiÅŸmeyeceÄŸi anlamına gelirse (yani kur riskini ihracatçı firma alacak) kurlar yükselirken ithal otomobile talebi daha da artırır ve cari açığı daha da bozar. TL ödeme kabul eden Almanya'daki ihracatçı maaÅŸları TL ile ödeyebiliyor veya yatırımlarını TL borçlanarak yapabiliyorsa tamam ama yapamıyorsa bunun karşılığı döviz nihayetinde Türkiye ekonomisinden çıkar.
Yapıcı cari açık
Uzun süredir Türkiye'deki cari denge açığının "kırıcı" deÄŸil "yapıcı" olduÄŸunu vurguluyorum. Bugünkü Türkiye, geçmiÅŸteki ünlü kriz hikayelerinden çok farklı. Dış borç, 1994 Meksika'sındaki gibi bankalar üzerinden kamuyu finanse etmiyor. 1997 G.Kore'sinde ya da Malezya'sında olduÄŸu gibi bankalar sabit kur rejiminde çok düÅŸük sermayelerle büyük kur riskleri alarak yanlış yatırımlar yapmıyorlar. 2001 Arjantin'inde olduÄŸu gibi para kurulu sistemi ile iç ve dış borcu birbirine girmiÅŸ ve ekonomisi döviz kazanamayan konumda deÄŸil. Yakın geçmiÅŸin Portekiz'i ve Yunanistan'ı gibi ekonomisi rekabet avantajını kaybetmiÅŸ olup büyüme için kamu kaynaklarıyla iç talebi köpürtmüyor. Ä°rlanda ve Ä°spanya gibi dış borç ülkedeki varlık fiyatlarını patlatmış deÄŸil.
Bugünün Türkiye'si en büyük pazarlarında ekonomik ve politik kriz olmasına raÄŸmen ihracatını çift hanelerde artırabiliyor (Grafik 1). Elbette çok daha iyisi olabilir ama demek ki ekonomi rekabet gücünü kaybetmiÅŸ deÄŸil; dış borcunu ödeyebileceÄŸi dövizi kazanabiliyor. Gelen dış borç ne yaptığını bilen bankalar üzerinden kredi kullanıp elini yüksek teminatlarla taşın altına sokan özel sektör projelerini finanse ediyor. Kamunun verimsiz popülist projelerini deÄŸil. Ekonomi gelen borç karşılığında büyüyüp katma deÄŸer yaratabiliyor ki toplam dış borcun ekonomiye oranı yıllardır yatay seyrediyor (Grafik 2). Birçok kez kriz yaÅŸamış bankaları ve özel sektörü çalkantılı dönemlere hazırlıklı bir ÅŸekilde risklerini iyi yöneterek iÅŸ yapıyorlar. Nakit akışlarında mümkün olduÄŸunca para birimi uyuÅŸmazlıklarından kaçınmaya, mecbur kaldıkları yerlerde de ödemelerini zamana yayarak nakit darboÄŸazlarından kurtulmaya çalışıyorlar. Risksiz iÅŸ yapmak mümkün deÄŸil ki. Önemli olan, bilinçli risk almak. Bankaların kurumsal kredi portföyleri son derece dağınık; gelecekte atıl kapasite yaratacak ve kredileri batıracak ÅŸekilde belli bir sektöre yoÄŸunlaÅŸmıyorlar (Grafik 3). Yüksek sermaye ile çalışmaları da olası darboÄŸazlarda rahatlatıcı rol oynuyor (Grafik 4). GeçmiÅŸte yüksek cari denge açığından sorun yaÅŸayan ülkelerin ortak yanının zayıf bankacılık sistemleri olduÄŸunu görmek gerekiyor. Türkiye'deki cari denge açığını finansmanı hisse senetlerinde, gayrimenkulde ve hatta para biriminin kendisinde ileride patlayacak spekülatif balonlar oluÅŸturmuÅŸ deÄŸil.
Çözüm mikroda deÄŸil makroda
Türkiye'nin ekonomik modeli ihracat destekli ama temelde iç talebe dayanarak büyümek olduÄŸu ve demografik yapı da bunu desteklediÄŸi sürece cari açıkla yaÅŸamaya devam edilecek. Petrol fiyatları yükseldiÄŸinde açık da yükselecek. Makro politikaların böyle bir modeli desteklediÄŸi ortamda yapılabilecek tek ÅŸey, bugün yapıldığı (ve baÅŸarılı da olunduÄŸu) gibi, cari açığın fazla yükseldiÄŸi dönemlerde ekonomiyi iç talep üzerinden biraz dizginlemek (Grafik 5). Bu da çok hassas ve ince ayar isteyen bir iÅŸ çünkü dizginleme biraz abartılırsa çok farklı yerlerden çok farklı sorunlar çıkabilir ve 775 milyar dolarlık ekonomide çok can yakar. Bu yapıyı kalıcı biçimde teÅŸvikler deÄŸil döviz kurları düzeltir. TeÅŸvik var diye kimse para kazanamayacağı bir yatırımı yapmaz. Yapıyorsa iÅŸin içinde baÅŸka iÅŸ vardır.
Zaman