Hafta sonu Fransız seçimlerinde beklendiÄŸi üzere herhangi bir aday tek başına oyların yüzde 50’sini alamadı. Hollande ve Sarkozy ikinci tura kaldılar. 6 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur öncesinde yarıştaki diÄŸer adayların kimi destekleyecekleri hızla netleÅŸecek. Çarpıcı sonuç; her seçimden sonra söylene geldiÄŸi üzere; Le Pen’in aldığı oy oranını arttırmasıydı. Fransız seçmeni de gitgide aşırı saÄŸa kayıyor ve hatta radikalleÅŸiyor yorumları yapılmaya devam edeceÄŸe benziyor.

Kamuoyu araÅŸtırmaları, ikinci tura kalınması durumunda Hollande’ın ipi göÄŸüsleyeceÄŸini söylüyordu. Bu durum piyasalar tarafından ‘kuÅŸkuyla’ karşılandı. Zira bir yandan Sarkozy-Merkel mutabakatı sona erecek, diÄŸer yandan da Hollande’ın bütçe açıkları, kamu harcamaları konusunda daha iç politikaya yönelik adımlar vaad ediyor olması piyasaları çok da memnun etmeyecek gibi görünüyor. Dün Avrupa piyasalarının gerilemesini tetikleyen tek başına Fransa seçimleri olmadı. AB’nin en ‘istikrarlı’ ülkelerinden Hollanda’da iktidardaki saÄŸ azınlık koalisyonunun, hükümeti dışarıdan destekleyen aşırı saÄŸ Özgürlük Partisi’ni ekonomik tasarruf önlemleri konusunda ikna edememesi ve bu durumun Hollanda’da bir erken seçimi gündeme getirebileceÄŸi endiÅŸeleri de piyasaları ‘bozan’ bir baÅŸka faktör oldu. AB’den gelen politik belirsizliÄŸi arttırıcı haberlere bir de Çin ve özellikle Almanya’dan gelen ‘Satın Alma Yöneticileri’ (PMI) anketlerindeki olumsuz veriler de eklenince piyasalardaki düÅŸüÅŸler hızlandı.

Aslına bakarsanız geçtiÄŸimiz hafta; biraz da ‘erken öten horoz’ misali; yazdığım borsalardaki düÅŸüÅŸ hızlanacak yorumu biraz gecikmeli olarak bu hafta hayata geçiyor gibi. Ertelemenin sebebi biraz da ABD bilanço ‘mevsiminde’ olmamızdı. Her ne kadar bilançoların önemli kısmı beklentilerden bile iyi gelmiÅŸ olsa ve ‘mevsim’ bu hafta sonuna hadar devam edecek olsa da aralarından bir ‘sürpriz’ çıkmamış olması yükseliÅŸ potansiyelini azaltmıştı. YükseliÅŸ için kullanılabilecek en iyi haber IMF’nin 430 milyar dolarlık bir ‘imkân’ yaratmayı baÅŸarmış olmasıydı. Ancak bu haber de gelen ‘kötü’ haberler arasında kaynadı. Kaldı ki böylesi bir rakamın toplanamaması hiçbir zaman fiyatlanmamıştı ki... Ha keza Fransa seçimleri de... Yine de havanın olumsuz, Avrupa’nın bir yandan siyasi belirsizlik, bir yandan Ä°spanya’daki sorunun ‘yeni günah keçisi’ olarak kullanılmaya baÅŸlanmasıyla Avrupa’nın yorulmasıyla piyasalar yukarı gitmek için takat bulamadılar. Piyasaları yukarı götürmek için yeni ve elle tutulabilir sebepler (yeni bir LTRO, III.BPP ya da ekonomide genele yayılmış bir toparlanma emaresi...) yokken, kâr realizasyonu için Ocak ayı başından bu yana - kağıt üzerinde de olsa - ciddi bir kâr vardı. Bu kârı cebe koymak isteyenler hafta başında gelen haberleri ‘mazeret’ olarak kullandılar.

Devamı gelecek mi?

Avrupa için en iyi gösterge Alman DAX Endeksi olsa gerek. Dün açıklanan AB bölgesi servis ve üretim sektörleri ‘BirleÅŸik PMI Endeksi’ (49.3 beklenirken) 47.4 geldi. Almanya’nın bile düÅŸüÅŸte olması moralleri iyiden iyiye bozdu. 6.850 seviyesinin altına inmesinden sonra karışık bir seyir izleyen Alman DAX Endeksi’nin önümüzdeki günlerde 6.250-6.325 seviyelerine kadar gerileyebilir. Halen daha ‘düzeltme’ olarak nitelenbilecek bu hareketin yeni bir trend olup olmadı ancak bu seviyelerin altına inilmesi durumunda netlik kazanacak!

Bizi etkiler mi?

Böylesi bir hareketin bizi de etkilemesi kaçınılmaz görünüyor. Dünkü tatil sayesinde sert düÅŸüÅŸlerden ‘muaf’ kalmış olan Ä°MKB’nin; ‘yorgun’ Avrupa’daki düÅŸüÅŸlerin sürmesi durumunda geçtiÄŸimiz hafta belirtmiÅŸ olduÄŸum seviyelere kadar geri çekilmesi söz konusu. GeçtiÄŸimiz hafta “60.200’ün altına ‘kararlı’ bir ÅŸekilde inilecek olur ise Ä°MKB 100’ün yeni hedefi 58.150 olacak gibi görünüyor!” diye yazmıştım. GeçtiÄŸimiz hafta bir türlü yükselemeyi baÅŸaramayan ve neredeyse yatay kapatan Ä°MKB için bu görüÅŸümü bu hafta da koruyorum. Apple hisselerindeki satış devam ederken yarın ve ertesi gün Fed’in ‘Açık Piyasa Komitesi’nin bu seyri deÄŸiÅŸtirebilecek herhangi bir karar almasını da beklemiyorum...

Vatan