UniCredit Üst Yöneticisi (CEO) Federico Ghizzoni, ne geçmiÅŸte ne ÅŸu anda Yapı Kredi'deki hisselerini satma gibi bir niyetlerinin olmadığının altını çizerek, ''Türkiye, bizim önümüzdeki senelerde yatırım yapmaya devam edeceÄŸimiz ülkelerden biri. Biz, bu taahhüdü bütün yatırımcılar önünde verdik'' dedi.
Ghizzoni, Türkiye'deki bankacılık sektörünün 10 yıl öncesine göre çok daha güçlü olduÄŸunu belirterek, Türkiye'de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi kurumların sektörü baÅŸarılı bir ÅŸekilde bu konuma getirdiÄŸini, aynı zamanda siyasi ve ekonomik geliÅŸmelerin de buna katkı saÄŸladığını, bundan dolayı Türk bankalarının potansiyel bir krizi yönetebilecek kadar güçlü olduÄŸunu söyledi.
Avrupa'daki sorunlara raÄŸmen herhangi bir ÅŸekilde Türkiye'nin çok negatif bir ekonomik yavaÅŸlama sorunu yaÅŸayacağını zannetmediÄŸini dile getiren Ghizzoni, krizin yatırım coÄŸrafyalarını deÄŸiÅŸtirdiÄŸini ifade etti.
Türk bankalarının Avrupa'da, yurt dışında banka satın almaları ve ortaklık yapmalarının mümkün olduÄŸunu kaydeden Ghizzoni, ''Bir satın almaya karar verirken, önemli olan onun sizin stratejinize uygun olması... Ve tabii fiyatın da makul olması önemli. Çünkü varolan herhangi bir deÄŸeri yıpratmaktansa deÄŸer yaratmanız gerekiyor. Türkiye, sonuçta G-20'nin bir parçası... Bundan dolayı Türkiye'deki bankaların Türkiye'nin dışına çıkması beni ÅŸaşırtmaz'' diye konuÅŸtu.
''Daha net olamazdık''
UniCredit'in Yapı Kredi'deki hisselerini satacağı yönündeki iddialara iliÅŸkin de Ghizzoni, ÅŸunları kaydetti:
''Bizim geçmiÅŸte hiçbir zaman Yapı Kredi'deki hisselerimizi satma gibi bir niyetimiz olmadı. Åžu anda da öyle bir niyetimiz yok ve gelecekte de Türkiye'den ayrılmak, Yapı Kredi'den ayrılmak gibi bir niyetimiz olmayacak. Bir süre önce biz 2015 orta vade planımızı açıkladık. Bunu tüm dünya çapında yüzlerce yatırımcıya, analiste sunduk. Türkiye, bizim önümüzdeki senelerde yatırım yapmaya devam edeceÄŸimiz ülkelerden biri. Biz, bu taahhüdü bütün yatırımcılar önünde verdik. Bence bunda daha net olamazdık. Türkiye, bizim için en önemli ülkelerden biri. Almanya, Ä°talya, Rusya, Türkiye, Polonya, Avusturya bizim için eÅŸ ülkeler... Türkiye, bizim için en önemli 4-5 ülkeden biri. Son derece stratejik... Bundan dolayı herhangi bir ÅŸekilde Türkiye veya Yapı Kredi'den ayrılmak mantıklı olmaz.''
''Gelirde Yapı Kredi'nin payı yüzde 10 civarında''
UniCredit'in gerçekleÅŸtirdiÄŸi sermaye artırımına deÄŸinen Ghizzoni, bunun yapılma nedenlerinden birinin düzenlemelere uyum olduÄŸunu belirterek, ''UniCredit, küresel bir sistemik banka olarak sınıflandırılmıştır ve dünyadaki 29 büyük bankadan biridir. Bunun için bizden daha güçlü bir sermaye talep edildi. Sermaye anlamında güçlü olmanın iÅŸ stratejisi üzerinde olumlu etkisi vardır'' diye konuÅŸtu.
Toplam UniCredit geliri içinde Yapı Kredi'nin payının yüzde 10 civarında olduÄŸuna dikkati çeken Ghizzoni, bunun karlılık anlamında da çok önemli bir gösterge olduÄŸunu söyledi.
Federico Ghizzoni, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
''Zaten bundan dolayı, Yapı Kredi'yi Grubumuzun en büyük bankalarından biri olarak görüyoruz. Hem UniCredit, hem Koç Holding eminim ki Yapı Kredi'nin geniÅŸlemesi ve büyümesini her zaman olduÄŸu gibi destekleyeceklerdir. Åžube açılışlarımız devam ediyor. Önümüzdeki birkaç sene içinde 300 tane ÅŸubenin açılması hedefleniyor. Bundan sonra birtakım fırsatlar ortaya çıkarsa, yine Koç Holding ile birlikte tabii ki deÄŸerlendiririz. Sadece çıkacak fırsatların mutlaka banka için artı bir deÄŸer yaratacağından emin olmak isteriz. Bizim için önemli olan hissedarlar olarak uzun vadeye odaklanmak... Piyasada da bankayı büyütmeye odaklanmak...''
''Yapı Kredi'nin performansından oldukça memnunuz''
Büyüyen ender ülkelerden biri olan ve iç taleple büyümeye devam eden Türkiye'nin ''çok çekici'' bir pazar olduÄŸunu ve diÄŸer ülkelere göre daha az kırılgan bir yapısı bulunduÄŸunu vurgulayan Ghizzoni, böyle bir pazarda bankacılık sektöründe birleÅŸme ve satın alma fırsatlarının çıkacağını ifade etti.
Ghizzoni, ''Hissedarlar olarak Yapı Kredi'nin performansından oldukça memnunuz. Bence yönetim gerçekten mükemmel çalışıyor. Banka sadece karlı da deÄŸil, onun ötesinde büyüyor da... Özellikle kaliteli büyüyor. Bankanın zaten sloganı 'akıllı büyüme'... GeleceÄŸe doÄŸru bu ÅŸekilde devam edeceÄŸiz'' diye konuÅŸtu.
Yapı Kredi'nin sürekli rakiplerinin ilerisinde olması yönünde beklentileri bulunduÄŸunu dile getiren Ghizzoni, ''Yani piyasadaki büyüme ne olursa olsun, bundan bağımsız olarak bizim rakiplerimizden daha iyi olup daha fazla pazar payı almamız gerekiyor. Hizmetlerimizi, karlılığımızı sürekli iyileÅŸtirmemiz gerekiyor. Bundan dolayı ben ÅŸahsen hiçbir zaman pazarın, piyasanın kendisine bakmam. Ben kendi performansımıza, rakipler karşısındaki performansımıza bakarım'' ÅŸeklinde deÄŸerlendirme yaptı.
Kredi sınırlamasına yönelik alınan kararlara iliÅŸkin de Ghizzoni, ''Genel olarak katı kararlar almak hiçbir zaman kolay deÄŸil. Türkiye'de kredilerde çok fazla büyüme söz konusuydu. Bu nedenle ben tek bir önlem üzerinde yorum yapmadan genel olarak ÅŸöyle deÄŸerlendireceÄŸim; büyümenin mutlaka sürdürülebilir kılınması lazım. Genel olarak da ben Hükümetin ve Merkez Bankası'nın aldığı kararları olumlu karşılıyorum. Evet ÅŸu anda, kısa vadede bankaların kar-zarar tablosunda olumsuz bir etkiye sebep olsa da yine de hemfikirim'' yorumunu yaptı.
2012 yılının tüm dünyada ekonomi açısından oldukça zorlu geçeceÄŸinin altını çizen Ghizzoni, ''Türkiye'de de muhtemelen birtakım yavaÅŸlamalar göreceÄŸiz. Kredilerin yüzde 20-25 oranında büyümesi, aslında yüksek bir rakam'' dedi.
'Ben olsam (Fitch'in kararını) fazla duygusal şekilde değerlendirmezdim'
UniCredit Üst Yöneticisi Federico Ghizzoni, Fitch'in Türkiye'nin kredi not görünümünü ''pozitif''ten ''duraÄŸan''a çevirmesine dair de ÅŸu görüÅŸleri dile getirdi:
''Bugünlerde kredi kuruluÅŸları oldukça katı davranıyorlar ve çoÄŸu örnekte de negatif deÄŸerlendirmeler yapıyorlar. Bu nedenle Fitch'in kararına çok ÅŸaşırmadım. Çok uzun zamandır herhangi bir kredi kuruluÅŸunun, herhangi bir ülkenin notunu yukarı çektiÄŸini hatırlamıyorum. Türkiye için önemli olan, son birkaç yıldır gidiÅŸatını sürdürebilmesi... Ekonomi gittikçe daha güçleniyor. Ama birtakım sorunlar da yok deÄŸil. ÖrneÄŸin cari açık... TL, biraz bence bu aralar fazla zayıf. Ama genel olarak baktığımızda Türkiye her sene geliÅŸiyor ve diÄŸer ülkelere nazaran çok daha hızlı büyüyor. Bu nedenle kredi kuruluÅŸları, içinde bulunduÄŸumuz dönemde pozitiften daha ziyade negatif bakış açısıyla hareket ediyorlar. Tüm dünya ekonomisinde bir yavaÅŸlama görüyorlar. Ve kendileri hep daha güvenli tarafta olmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle ben olsam bu durumu fazla duygusal bir ÅŸekilde deÄŸerlendirmezdim. ''
''UniCredit, Türkiye'nin AB içinde olmasını destekliyor''
Ghizzoni, 2012'nin kayda deÄŸer bir büyüme yılı olmayacağını, Avrupa'da Ä°talya dahil olmak üzere ülkelerin yapması gereken ilk iÅŸin borç oranını düÅŸürmek olduÄŸunu belirterek, Avrupa'nın yeniden büyüme rakamlarına dönmesinin birkaç yılı alacağını söyledi.
Krizin en kötü olduÄŸu zamanlarda bile aslında önemli fırsatlar bulunduÄŸunun altını çizen Ghizzoni, zorlu da olsa önümüzdeki seneler için deÄŸer getirecek kararların ÅŸimdi alınması gerektiÄŸini ifade etti.
Türkiye'nin bölgede oynayacağı çok önemli rol bulunduÄŸuna inandığını ve AB'ye Türkiye'nin giriÅŸiyle ilgili müzakerelerin en yakın zamanda geçmiÅŸe göre hız ve ivme kazanacağını düÅŸündüÄŸünü dile getiren Ghizzoni, ''Her zaman olduÄŸu gibi UniCredit, Türkiye'nin AB içinde olmasını destekliyor. Çok önemli bir ülke ve çok fazla katkı saÄŸlayacağını düÅŸünüyoruz'' dedi.
''En büyük sorun, henüz reel ekonomide krizin baÅŸlamaması''
En büyük sorunun henüz reel ekonomide krizin baÅŸlamaması olduÄŸuna iÅŸaret eden Federico Ghizzoni, konuÅŸmasını ÅŸöyle tamamladı:
''Bir güven krizi söz konusu. Özellikle de Avrupa'nın yönetiÅŸimiyle ilgili bir kriz söz konusu. Avrupa'da iki tane kriz var. Bir tanesi, Avrupa kavramı.... Yenilenmesi gereken Avrupa kavramı... Yani Avrupa'nın en nihayetinde geleceÄŸine karar vermesi gerekiyor ve piyasaların da çok daha birleÅŸmiÅŸ ve güçlü bir Avrupa olacağına ikna edilmesi gerekiyor. Ortak bir mali politika uygulayan Avrupa, kılavuzluk etmeye gönüllü bir topluluk olduÄŸunu göstermesi gerekiyor. Gerekli politikaları uygulamayan ülkelere de sonunda yaptırım uygulanması gerekiyor. Bu hafta avroda döviz olarak artış söz konusu. Avro, güçlü bir para birimi olmaya devam edecek. Ayrıca münferit ülkelerin durumu var. Burada da en önemli görev, borç seviyesini düÅŸürmek... Her ÅŸey Yunanistan ile baÅŸladı. Yunanistan, çok doÄŸru ÅŸekilde yönetilmedi. Çok fazla ertelemeler oldu. Ondan sonra da diÄŸer ülkelere yayıldı. Son olarak da Ä°talya... Ama ÅŸimdi baÅŸka ülkelerin de etkilenebileceÄŸine dair birtakım iÅŸaretler var. Burada bir de siyasi karar alınması gerekiyor. Çünkü Avrupa, çok zengin bir bölge. Bundan dolayı ülkelerin kendi sorunlarını hala aÅŸma ÅŸansı var. Ama vakit kısıtlı. Ve siyasi liderliÄŸe ihtiyacımız var.''