Avrupa ülkeleri, borç yükünü kontrol altına almak amacıyla iÅŸten çıkarmalara, ücret kesintilerine ve vergi artışlarına katlanmasına raÄŸmen alınan bu önlemlerin baÅŸarıya ulaÅŸmadığı görülüyor.
The Associated Press Global Economy Tracker'ın 30 büyük ekonominin performansını deÄŸerlendirdiÄŸi araÅŸtırmaya göre, çok sert tasarruf önlemlerini uygulamaya koyan Avrupa ülkelerinin borç yükleri hızla yükseliyor.
Piyasa uzmanları da tasarruf önlemlerinin sadece meÅŸakkatli deÄŸil, aynı zamanda acı verebileceÄŸi ve hatta bir ülkenin borç yükünü artıracağı görüÅŸünü dile getiriyorlar.
Harcama kesintilerinin Avrupa'nın kendi kendini engelleyen sarmala gömülmesine yol açabileceÄŸinden endiÅŸe ediliyor. Yüksek borcun daha sert tasarruf önlemlerine, sosyal istikrarsızlığın büyümesine ve ekonomik sorunların derinleÅŸmesine sebebiyet vereceÄŸine iÅŸaret ediliyor.
Ülkelerin aldıkları sert tasarruf önlemlerinin olumsuz sonuçlar verdiÄŸi görülüyor. Portekiz'de iÅŸsizlik oranı geçen yıl sonu itibariyle yüzde 14'e çıkarken, Ä°rlanda ekonomisi geçen yıl Temmuz-Eylül döneminde beklenenden daha kötü yüzde 1,9 oranında daraldı. Yunanistan ekonomisi geçen yıl Ekim-Aralık döneminde yüzde 7 küçüldü.
Maryland Üniversitesi'nden ekonomist Peter Morici konuya, ''bu saÄŸlıklı bir durum deÄŸil'' diye bakıyor.
Avro Bölgesi ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) dün kabul ettiÄŸi anlaÅŸmaya göre, Yunanistan 15 bin kamu çalışanını iÅŸten çıkarma ve asgari ücreti yüzde 22 azaltma dahil onayladığı tasarruf önlemleri karşılığında 130 milyar avro kurtarma paketinden yararlanacak.
Hükümet tahvillerine uygulanan faiz oranlarının gerilediÄŸi tahvil piyasalarında ilerleme kaydedildi. Faiz oranlarındaki düÅŸüÅŸ ağır borç yükü altındaki ülkelerin borçlanmasını daha ucuz hale getiriyor. Faizlerdeki düÅŸüÅŸ devam edebilir, ancak düÅŸük faiz oranlarının bütçe kesintilerinde muhtemelen ülkelerin merkez bankalarının yaptıklarına göre daha az etkisi bulunuyor.
Ülkelerin borç yükünü karşılaÅŸtırmada en iyi yöntemin borcun gayri safi yurtiçi hasılaya oranına (GSYH) bakmak olduÄŸu göz önüne alınırsa, borcun GSYH'ye oranının yüzde 90'ı geçmesi halinde ekonominin saÄŸlıklı olmadığı düÅŸünülüyor.
Tasarruf önlemleri uygulayan ülkelerin durumu
Portekiz 2010 yılında emekli maaÅŸlarında kesintiye gitti, kamu çalışanlarının ücretlerini düÅŸürdü ve vergileri yükseltti. Geçen yıl üçüncü çeyrek itibariyle ülkenin borcunun GSYH'ye oranı yüzde 110'a çıktı. Bu bir yıl önceye göre yüzde 91'lik bir artış olduÄŸunu gösteriyor.
Ä°rlanda'da orta sınıfın ücretleri yüzde 15 azaltıldı ve satış vergisi yüzde 23'e çıkarıldı (AB'de en yüksek). Ancak 2011 yılının üçüncü çeyreÄŸinde ülkenin borcunun GSYH'ye oranı yüzde 105'e ulaÅŸarak bir yıl önceye göre yüzde 88 artış gösterdi.
Ä°ngiltere'de BaÅŸbakan David Cameron hükümetinin aldığı sıkı tasarruf önlemlerine raÄŸmen, 2010 yılının üçüncü çeyreÄŸinde yüzde 74 olan borcun GSYH'ye oranı geçen yıl aynı çeyrekte yüzde 80'e çıktı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluÅŸu Moody's bu ay Ä°ngiltere'nin ''AAA'' olan uzun vadeli kredi notu görünümünü ''duraÄŸan''dan ''negatif''e çevirdi.
Yunanistan'da iki yıldır uygulanan tasarruf önlemleri ekonomiyi harabeye döndürdü ve kitlesel gösterilere yol açtı. Yunanistan'ın geçen yıl üçüncü çeyrekte borcunun GSYH'ye oranı yüzde 159'a ulaÅŸarak alarm vermeye baÅŸladı. Bu ülkenin 2010 yılı üçüncü çeyrekte borcunun GSYH'ye oranı yüzde 139 seviyesindeydi.
Güçlü ekonomiye sahip Norveç ise bu ülkelerin aksine acı verici tasarruf önlemlerinden kaçındı ve bu ülkenin 2010 yılında yüzde 43,5 olan borcunun GSYH'ye oranı geçen yıl aynı çeyrekte yüzde 39'a geriledi.
Tasarruf paketleri işe yarıyor mu
Ekonomik koÅŸulların geçen yılın sonunda kötüleÅŸmesi Avrupa'daki ülkelerin borçlarının muhtemelen daha da ağırlaÅŸacağını akla getiriyor.
Basit bir matematik hesabı tasarruf önlemlerinin niçin ülkelerin borçlarını daha da kötüleÅŸtirebileceÄŸini açıklıyor: Harcama kesintileri ve vergi artışları bir ülkeyi resesyona yönlendirirse, GSYH daralıyor, böylece daralan ekonomiye sahip ülkenin borcunun GSYH'ye oranı giderek artıyor.
JP Morgan Funds'un baÅŸ piyasa analisti David Kelly, ''GSYH düÅŸerse borcun GSYH'ye oranı sorununu düzeltemezsiniz'' ifadesiyle bunu destekliyor.
Resesyonla birlikte ülkelerin bütçe sorunları artıyor, vergi gelirleri azalıyor, iÅŸsizlik parası ve diÄŸer sosyal hizmetlere yapılan harcamalar yükseliyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) baÅŸ ekonomisti Olivier Blanchard, tahvil yatırımcılarının dahi, hükümet harcamalarındaki kesintilerin büyümeye zarar verdiÄŸinin ve borç yükünün artmasına yol açtığının farkına varmaları nedeniyle tasarruf önlemlerine karşı çıkabileceÄŸini söylüyor.
Londra'daki düÅŸünce kuruluÅŸu Avrupa Reform Merkezi'nin baÅŸ ekonomisti Simon Tilford, ''Hiç ÅŸüphesiz, Yunanistan, Portekiz ve Ä°rlanda'da izlenen stratejiler bu ülkenin toplam borç yüklerinin dramatik biçimde yükseliÅŸine katkıda bulundu. Kamu finasmanını güçlendirme bir maraton, kısa bir yarış deÄŸil ve bu sadece makul saÄŸlıklı ekonomik faaliyet zemininde meydana çıkar'' dedi.
ABD maraton yaklaşımı izleyerek, ciddi bütçe kesintilerini ekonomi güçleninceye kadar erteliyor.
Wells Fargo Advisors'ın baÅŸ uluslararası yatırım uzmanı Paul Christopher, Avrupa'nın, ''tasarruf önlemlerine deÄŸil, ekonomik reformlara ihtiyacı olduÄŸunu'' düÅŸünüyor.
''Yunanistan'ın borç anlaÅŸması kıyamet gününü öteledi''
Birçok ekonomist Yunanistan'ın ikinci kurtarma paketinin uzun vadede baÅŸarılı olup olmayacağını sorguluyor.
ABD'de bulunan Cornell Üniversitesi'nden ticaret politikası profesörü Esvar Prasad, Avro Bölgesi'nin Yunanistan'ın 130 milyar avroluk ikinci kurtarma paketini onaylamasını, ''Yunanistan'ın borç anlaÅŸması kıyamet gününü öteledi. Gelecek birkaç hafta derin bir oh çekebiliriz. Ancak birçok sorun hala geride bekliyor'' diyerek deÄŸerlendirdi.
Almanya'daki Dünya Ekonomisi Kiel Enstitüsü'nden uzmanlar Yunanistan için umutsuz bir görünüm çiziyorlar.
Enstitü uzmanlarından David Bencek ve Henning Klodt, ''Yunanistan'ın büyük olasılıkla borcu konusunda dizginleri ele geçiremeyeceÄŸini'' belirtiyorlar.
Maryland Üniversitesi'nden ekonomist Morici, tek çıkış yolunun Avro Bölgesi'nin dağılması olduÄŸunu savunuyor. Morici, Yunanistan ve Portekiz gibi ekonomisi zayıf ülkelerin avroyu terk etmesi ve daha az deÄŸerli eski para birimlerini yeniden kullanmaya baÅŸlaması gerektiÄŸini kaydediyor.
Zayıf Yunan drahmisi ve Portekiz escudosuna dönüÅŸün, bu ülkelerin ürünlerini dış piyasalarda daha ucuzlaÅŸtıracağını ve artan ihracatın ekonomiyi destekleyeceÄŸini ifade eden Morici, bunların alternatifinin ise artan acılar ve sosyal istikrarsızlık olacağını vurguladı.
Yunanistan'da gelecek yıllarda iÅŸsizlik oranının kolaylıkla yüzde 30'un üzerine çıkabileceÄŸine dikkati çeken Morici, ''Hükümetin acıyı hafifletmede gerçek olanaklarla sahip olmamasıyla, devrimci koÅŸullar geçerli olacak'' ifadesini kullandı.