Avrupa'nın üzerinde bir heyula dolaşıyor. En son Ä°spanya'ya uÄŸradı ve Yunanistan, Ä°rlanda, Portekiz'in ardından Ä°spanya da krize dayanamayıp yardım istemek zorunda kaldı. Ä°spanya'nın krize yuvarlanması konut sektörüyle baÅŸladı. Alman ve Fransız bankalarından borç alınarak konut sektörüne verilen krediler konut fiyatları düÅŸünce geri ödenemedi. Kredilerin geri ödenememesi Ä°spanyol bankalarını zora soktu. Bankaların taahhütlerini yerine getirmeleri için ÅŸimdi 100 milyar euroya ihtiyaçları var. AB ülkeleri son toplantılarında bu parayı vermeyi kabul etti. Böylece Yunanistan, Portekiz ve Ä°rlanda'ya verilen paralarla birlikte euro bölgesinin toplam kurtarma yardımı tutarı 486 milyar euroya yükselecek. Peki Avrupa ekonomisindeki finansal deprem Ä°spanya ile sona erecek mi? Maalesef sona ermeyecek gibi görünüyor. Ä°spanya'nın ardından Kıbrıs Rum kesimi batacak gibi gözüküyor. Çünkü Kıbrıs Rum kesimi bankaları da Yunanistan nedeniyle zor durumda. Kıbrıs Rum bankaları Yunanistan bonolarına yatırım yaptıkları için zarardalar. Kıbrıs Rum kesimi geçen yıl Rusya'dan 2.5 milyar euro acil yardım almıştı ama bu miktar para adadaki bankaları kurtarmaya yetmiyor. Ä°ÅŸte bu nedenle Ä°spanya'nın ardından Kıbrıs Rum kesiminin kurtarma yardımı isteyeceÄŸi ileri sürülüyor. Ä°spanya'nın ardından Kıbrıs Rum kesimi de batarsa bunun Türkiye ekonomisine olası etkileri ne olur sorusu tabii sorulması gereken bir soru. Avrupa'da batan ülkeler nedeniyle finansal piyasalarda yaÅŸanan sıkışmalar Türkiye ekonomisine olumsuz etki yapıyor, bu açık. Ama Türkiye bu dış ÅŸokları yumuÅŸatmayı baÅŸarıyor. Son beÅŸ ayda Türkiye'nin ihracatı faiz lobisinin "azalacak" öngörüsüne raÄŸmen arttı. Ve geçen yılın aynı dönemine göre, bu yıl ilk beÅŸ ayda ihracat yüzde 10.3 artarak 59.8 milyar dolara ulaÅŸtı. Avrupa'ya ihracat azalırken toplam ihracatın yüzde 10 artması, Türkiyeli iÅŸadamlarının deÄŸiÅŸen ortama çok çabuk uyum saÄŸlamasından kaynaklanıyor. Türkiye'nin toplam ihracatı içinde Avrupa'nın payı yüzde 48.1'den yüzde 37.6'ya gerilerken, Asya ve Kuzey Afrika ülkelerine ihracat çoÄŸaldı. Ä°hracatın ithalatı karşılama oranı, geçen yıl ilk dört ayda yüzde 56.2 iken, bu yıl ilk dört ayda yüzde 64'e yükseldi. Zaten dün açıklanan cari açık rakamları da Türkiye ekonomisinin baÅŸarılı bir performans gösterdiÄŸini sergiliyor. Öyle ki, geçen yıl ilk dört ayda 29.2 milyar dolar olan cari açık, bu yıl ilk dört ayda 8 milyar dolar azalarak 21.9 milyar dolara geriledi. Cari açığın azalması ÅŸu anlama geliyor: Cari açık, ürettiÄŸinden fazla harcama demek olduÄŸuna göre, demek ki Türkiye'de artık ürettiÄŸinden fazla harcamamaya çalışan bir özel sektör var. Çünkü bizdeki cari açık kamu bütçesinden kaynaklanmıyor, özel sektörden kaynaklanıyor. Bir de ödemeler bilançosunda dikkat çeken bir kalem var ki, o da ÅŸu: DoÄŸrudan yabancı yatırımlar geçen yıl ilk dört ayda 4.9 milyar dolar tutarken, bu yıl ilk dört ayda 5 milyar dolara yükseldi. "Avrupa'da yaÅŸanan krize raÄŸmen Türkiye doÄŸrudan yabancı sermaye yatırımı almaya devam ediyor" anlamına geliyor bu. Anlayacağınız, Türkiye ekonomisi faiz lobisinin ileri sürdüÄŸü gibi kötüye deÄŸil iyiye gidiyor. Çünkü dünyada zenginler kriz yaÅŸarken ve ekonomileri daralırken, geliÅŸmekte olan ülkeler ise büyüyor. GeliÅŸmekte olan ülkelerin dünya üretimindeki payları artıyor ve kendi aralarındaki ticaret çoÄŸalıyor. Sabah
Kıbrıs Rum kesiminin bankalar yanında kamu maliyesi de pek iyi gözükmüyor. Kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 64, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 7. Kamu borçlarının milli gelire oranı ve bütçe açığı, AB'nin aradığı yüzde 60 borç yükü ve yüzde 3 bütçe açığı öngören Maastricht kriterlerinin üzerinde seyrediyor.
BaÅŸtan beri söyledik. Bu kriz zengin ülkelerin krizi! Bu kriz bizim krizimiz deÄŸil! Dolayısıyla Batı'da yaÅŸananlar, dünya ekonomisinde bir trend deÄŸiÅŸimi olarak deÄŸerlendirilmeli. Bundan böyle geliÅŸmekte olan ülkeler olarak bizim refahımız artacak, biz zenginleÅŸeceÄŸiz.