Otuz yıl önce Ankara'nın en yakıcı sorunu konut kıtlığıydı. Konut kiraları iÅŸe yeni baÅŸlayan bir memurun maaşının beÅŸ katıydı. Niye böyleydi? Böyleydi çünkü cumhuriyetin kurucularının kendilerini destekleyenlere mükâfat olarak verdiÄŸi arsalara, yeni sahipler, iÅŸhanları ve apartmanlar yaptılar, bunları kiraya verdiler ve yeni konut yapımını da yıllarca engellediler. Bir yanda yüksek konut kiralarıyla haksız kazanç elde ederken bir yanda da kıtlıktan dolayı emlaklarının deÄŸerini en üst noktalara taşıdılar. Ä°ÅŸte bu nedenle Turgut Özal baÅŸbakan olduÄŸunda ilk iÅŸi dar ve orta gelirlilerin konut sorununu çözmek oldu. Özal, konut sorununu çözmek için 1984'te Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Ä°daresi'ni kurdu. Bu yoldan sekiz yılda tam bir milyon konut inÅŸa ederek bu ülkenin konut sorununu kısmen giderdi. "Orta direk" diye tanımladığı toplum kesimine dinamizm verdi. Bu sınıfı canlandırdı ve görünür hale getirdi. Türkiye'nin refah düzeyi böylece yükseldi. Ama Özal'ın ardından gelen Süleyman Demirel ve Erdal Ä°nönü ikilisinin popülizmden kopup konut sorununa ayıracak vakitleri yoktu. Dolayısıyla 1990'lı yıllarda düÅŸük gelirlilere konut yapımı durdu. Toplu Konut Ä°daresi gözden düÅŸtü. Gelelim bugüne... AK Parti iktidar olunca konut sorununa yeniden el attı. Özal'ın kaldığı yerden dar gelirlilerin konut sorununu çözmeye baÅŸladı. DüÅŸük gelir gruplarına saÄŸlıklı, depreme dayanıklı ve ucuz konut üretilmeye baÅŸlandı. Beraberinde, depreme dayanıklı yerleÅŸim alanları yaratmak için kentsel dönüÅŸüm devreye girdi. Ä°ÅŸte ÅŸimdi bu kentsel dönüÅŸüm süreci baÅŸlıyor ve buna karşı çıkanlar seslerini yükseltiyor. Gelelim fakirlere konut yapımına ve kentsel dönüÅŸüme karşı çıkanların kim olduklarına... Onlar daha çok, dedelerinden, babalarından kendilerine konut kalmış eski orta sınıfların temsilcileri... Tehcire zorlanan Ermenilerin mallarını sahiplenmiÅŸ olan elitlerin torunları. Tabii bunların konut sorunu yok. Dolayısıyla geçmiÅŸte nasıl toplu konut hamlesine karşı çıktılarsa simdi de kentsel dönüÅŸüm iÅŸlerine gelmiyor. Hatta fakirlere ucuz konut politikasını ve kentsel dönüÅŸümü önemsizleÅŸtirmek için "Ä°nÅŸaat ya Resulullah" türünden baÅŸlıklar atıyorlar. Halkın konut sorununun çözümüne yönelik projeleri, sanki iktidar yanlısı dindarların bu iÅŸten çıkar saÄŸlamak için giriÅŸtikleri bir uÄŸraÅŸ gibi göstermeye çalışıyorlar. Halbuki TOKÄ° ayda 150-200 lira taksitle dar gelirliyi konut sahibi yapıyor. Bunun neresi yanlış? Bu önemsizleÅŸtirmeyi yapanların, dar gelirlinin barınma sorununu çözecek böyle bir somut projesi var mı peki? Yok. Tek iddiaları ÅŸehrin siluetinin ve dokusunun bozulması. Daha doÄŸrusu yeni gelen orta sınıfa kendi konumlarını kaptırma korkusu. Zira Türkiye'de son on yılda 17 milyon kiÅŸi fakirlikten kurtulup orta sınıfa geçti. Bunlar pekala biliyorlar ki aynı kaçınılmaz dönüÅŸüm bütün geliÅŸmekte olan ülkelerde yaÅŸanıyor. Bugün Brezilya'da 33 milyon kiÅŸi, Çin ve Hindistan'da 800 milyon kiÅŸi fakirlikten kurtulup yeni orta sınıflari oluÅŸturuyorlar. Peki "Bu yeni doÄŸan bu orta sınıf nasıl kategorize ediliyor?" diyerek sorarsanız, yıllık geliri 10 bin ile 60 bin dolar arasında olanlar yeni orta sınıfı oluÅŸturuyorlar. Dolayısıyla bu gelir düzeyindekilerden olusan yeni orta sınıfla, eski orta sınıf arasındaki çatışma bütün geliÅŸmekte olan ülkelerde yaÅŸanıyor. "Ä°nÅŸaat ya Resulullah" diyerek barınma sorununun çözümünü önemsizleÅŸtirenlere ÅŸu soruyu sormak gerekiyor: Dedelerinize, Cumhuriyeti kuranlara baÄŸlılıkları karşılığı Çankaya'da, Kavaklıdere'de ihsan edilen arsaları, köÅŸklerin bahçelerini müteahhitlere verip yüksek katlı beton yığını apartmanları, iÅŸhanlarını diktiÄŸinizde ÅŸehrin silueti ve dokusu bozulmadı mı? Anlayacağınız yeni orta sınıfla eski orta sınıf arasındaki çatışma inÅŸaat alanında sürüyor. Kendilerine dedesinden, babasından konut kalanlarla kalmayanlar arasında bir kavga yaÅŸanıyor. Bu sınıf kavgasını yeni orta sınıfın kazanacağı açık bir gerçek. Sabah