Merkez Bankası’nın Salı günü yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı piyasaların ana gündem maddesi olacak. Önceki haftaya bakıldığında faiz üst bandının ya da zorunlu karşılıkların en azından 50 baz puan daraltılması ihtimali yüksekti. Ancak enflasyon ‘vurgusundan’ sonra bu ihtimal azaldı. Åžimdilik piyasadaki beklenti, MB’nin bu toplantıda herhangi bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gitmeyeceÄŸi yönünde.
Merkez Bankası; geçtiÄŸimiz haftanın son iki günü ‘istisnai gün’ ilan etti ve piyasaya verdiÄŸi ‘ucuz fonlamayı’ kesti. GeçtiÄŸimiz hafta ortasındaki ortalama fonlama yüzde 7.75 seviyesindeyken önce 8.25, ardından Cuma günü 9 seviyelerine yükseldi. Böylelikle Merkez Bankası ‘kurların yükselmesinden’ rahatsız olduÄŸunu “tavır koyarak” piyasalara söyledi. Merkez Bankası’nın resmi olarak açıkladığı bir kur hedefi yok (!) ancak kurlardaki yükseliÅŸin hem beklentileri, hem de enflasyon hedeflerini bozduÄŸu ya da sekteye uÄŸrattığı için istemediÄŸini dolaylı bir ÅŸekilde söylemiÅŸ oldu.
Dolar/TL kurlarında 1.8060’ın üzerine çıkılmasının 1.8280’deki yeni hedefin önünü açacağını (1.8250 görüldü!) ancak bunun üzerine geçilmesinin zor olacağını deÄŸiÅŸik ortamlarda dile getirmiÅŸtim. Bu varsayımın ardında da MB’nin “örtülü” hedeflerinin olacağını ve ÅŸu ya da bu ÅŸekilde piyasalara müdahil olacağını belirtmiÅŸtim. MB beni yanıltmadı! Döviz piyasasına doÄŸrudan müdahale etmek yerine, para piyasaına verdiÄŸi “düÅŸük” faizli haftalık faizden verdiÄŸi fonlama musluÄŸunu kapattı. “Ä°stisnai gün” denilince akla fonlama faizlerinin yükseleceÄŸi geliyor. Nitekim MB’nin son hareketi de bu yöndeydi. Döviz alımı için kullanılan TL’nin faiz maliyetini arttırınca bir yandan alınan dövizin için maliyeti arttı, diÄŸer yandan da TL’nin faiz “cazibesi” arttı. 2010 yılının son aylarında artan zorunlu karşılık oranlarıyla birlikte piyasaları 40-50 milyar “açığa” düÅŸüren MB, piyasaları faiz ile “terbiye” etme politikasını sürdürüyor.
Kısa vadede iÅŸe yarayacak bu politikanın da diÄŸer merkez bankası müdahaleleri gibi “zaman kazandırıcı” faydasından baÅŸka bir faydası olması zor. Kazanılan zamanda yapısal önlemlere yönelik adımlar atılmadığı takdirde; ki baÅŸta cari açık olmak üzere bu konuda ciddi adımların atıldığını söylemek hayli zor; bu müdahalelerin çok da iÅŸe yarayacağını söylemek güç.
Bu haftayı “Merkez Bankası Haftası” yapacak bir baÅŸka nokta geçtiÄŸimiz hafta açıklanan 8.5 milyar TL’lik kâr! GeçtiÄŸimiz yıl hem döviz piyasalarına yapılan satıştan, hem eldeki rezervlerin yeniden deÄŸerlemesinden hem de piyasalara verilen fonlamadan else edilen kazançlarla MB, bu yılın vergi rekortmenleri arasına girme ÅŸansını artırdı. Bu konuya önümüzdeki günlerde yeniden döneceÄŸim. Åžimdilik bu kârın oluÅŸmasında; MB’nin hem aldığı dövizler için ödediÄŸi TL’nin, hem de bankacılık sistemine saÄŸladığı TL’nin maliyetinin “sıfır” olmasının en önemli unsur olduÄŸunu söylemekle yetineceÄŸim.
Asıl bu haftayı “Merkez Bankası Haftası” yapacak konu; Salı günü yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olacak. Önceki hafta sonu Adana’da büyümeye, geçtiÄŸimiz hafta başındaki toplantıda enflasyona öncelik vereceÄŸini açıklayarak belirsizliÄŸi bir kez daha arttıran MB’nin Salı günkü PPK’da ne karar vereceÄŸi önemli olacak. Önceki haftaya bakıldığında faiz üst bandının ya da zorunlu karşılıkların en azından 50 baz puan daraltılması ihtimali yüksekti. Ancak enflasyon “vurgusundan” sonra bu ihtimal azaldı. Åžimdilik piyasadaki beklenti MB’nin bu toplantıda herhangi bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gitmeyeceÄŸi yönünde. Ancak geçmiÅŸ tecrübeler de BaÅŸçı yönetimindeki MB’nin küçük de olsa bir sürpriz yapabileceÄŸini söylüyor. Ä°htimal zorunlu karşılıkların 50 baz puan indirilmesi... Karar bu yönde olursa piyasalardaki algılama MB’nin büyüme patikasına girdiÄŸi yönünde olacaktır.
Bu durumda piyasalar; önümüzdeki dönemde bu yönde adımlar atılacağını; bunun da büyümeyi, dolayısıyla da cari açığı artıracağını düÅŸünecektir. Hal böyle olunca ya “istisnai günlerin” sayısı fazlalaÅŸacak ya da dolar/TL’deki yukarı yönlü baskı artacaktır. Ben oyumu bu aÅŸamada “istisnai günlerin” sayısının artmasına veriyorum.
Bu hafta Cuma günü TÜÄ°K tarafından açıklanacak Åžubat ayı dış ticaret verileri önemli olacak. Beklenen “yavaÅŸlamanın” hissedilir hale gelmesi MB’nin elini güçlendirecektir. Her ne kadar Åžubat ayı kısa ve kış koÅŸulları ağır geçmesi rakamları “düÅŸürecek” olsa da piyasa mevsimsellikten arındırılmış verilere bakacak.
Hem MB’nin, hem dış ticaret verilerinin desteÄŸi ile dolar/TL kurlarında bu hafta içinde 1.7825 seviyelerine (50 ve 200 günlük HO) kadar bir geri çekilme yaÅŸanabilir. Euro/dolar paritesinin 1.3320-40 seviyelerine (arızi olarak) çıkma ihtimali de bunu destekleyecektir.
Ancak bu seviyenin hafta boyunca görülebilecek düÅŸüklereden biri olacağına, sonrasında hem paritedeki hem de PPK kararlarının da etkisiyle dolar/TL kurlarında yeniden bir yükseliÅŸ yaÅŸanma ihtimali artacaktır.
Ä°MKB’nin gözü yurtdışında olacak
Borsa cephesinde kurdaki geliÅŸmelerden çok yurtdışındaki seyir hakim olacak. ABD piyasalarında Dow Jones Endeksi’ni adeta 13.000 seviyesinin altına indirmemek için “ant içmiÅŸ” birileri... Bu seviye “kutsal” denecek kadar ihtimamla korunuyor. Hafta başında kısa vadeli bir yükseliÅŸ olabilir, ancak “kutsal çabanın” ilâ nihai sürdürülebilmesi mümkün görünmüyor. GeçtiÄŸimiz Cuma günü Apple hisselerinde yaÅŸanan “ÅŸiÅŸman parmak” olayının tıpkı 6 Mayıs 2010’da Dow Jones Endeksi’ndeki (gün içinde 10.860’lardan 9.870’e düÅŸüp, 10.562’den kapatmış, sonrasında 9.614’e kadar gerilemiÅŸti) gibi bir hata olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Apple hisselerinde son 2-3 aydaki “parabolik” yükseliÅŸin sonuna yaklaşıldığını, önümüzdeki günlerde; iPad 3’teki coÅŸkulu satışlara, iPhone5’in Haziran’da piyasalara sürülecek olmasına raÄŸmen; bir miktar daha yükseliÅŸten sonra kâr realizasyonları ile karşı karşıya kalabileceÄŸini düÅŸünüyorum. Cuma günkü “ÅŸiÅŸman parmak” vakası da bunun ilk uyarısı/denemesi olabilir. Bu tahmin gerçekleÅŸecek olur ise borsalarda bir süredir beklenen/korkulan düzeltme de hayata geçebilir
Vatan