Merkez Bankası, 18 Eylül’de yapacağı PPK toplantısında önemli kararlara imza atmaya hazırlanıyor. Bu hafta sonu yapılacak Jackson Hole toplantısına gidecek olan BaÅŸkan Erdem BaÅŸçı, 31 AÄŸustos’ta Bernanke’nin yapacağı konuÅŸmayı dinleyip Fed’den yeni bir parasal geniÅŸleme gelip gelmeyeceÄŸine dair ipuçlarını alacak. Benim tahminim ‘politika faizi’ olan bandın alt tarafında 50 baz puanlık bir indirime karşın, üst bandın 150-200 baz puan ve hatta daha fazla indirim olacağını yönünde. Vatan
Merkez Bankası BaÅŸkanı Erdem BaÅŸçı, Cumartesi günü Para Politikası Kurulu üyeleleri ve BaÅŸkan Yardımcıları Mehmet YörükoÄŸlu, Turalay Kenç ve Ahmet Faruk Aysan’dan oluÅŸan geniÅŸ bir yönetim ekibiyle birlikte Ekonomi Muhabirleri DerneÄŸi ile yaptığı sohbet toplantısında önemli açıklamalar yapmış. Dünkü Vatan Gazetesi’nde Gülümhan Gülten’in haberinde bu sohbet toplantısına geniÅŸ yer verilmiÅŸ.
“Merkez Bankası’nın gereksiz zamanlarda gereksiz ÅŸekilde ekonomik aktiviteye katkı yapmaya çalışmasının doÄŸru olmadığını belirten BaÅŸçı, ÅŸu anda odaklarında finansal istikrar olduÄŸunu, finansal istikrar yönünde pekiÅŸtirici, Türkiye’nin risk primini daha da düÅŸürücü adımlar atmaya çalıştıklarını, ekonomik aktivite konusunda o kadar karamsar olmadıklarını, ılımlı bir büyümenin devam edeceÄŸini ” vurgulamış. Fed’den ve ECB’den her fırsatta yeni ‘paket’ bekleyenlere önemli bir mesaj da içeren bu yorum aynı zamanda son zamanlarda MB’nin üzerindeki baskının da bir anlamda arttığını ifade eden bir söylem olmuÅŸ.
Ekonomiyi yavaÅŸlatma çabalarında sona gelindiÄŸini ancak tedbirin elden bırakılmamasını “Bundan sonra bavulları alıp, karadan yola devam edeceÄŸiz” ÅŸeklinden ifade eden BaÅŸçı, “MB olarak önümüzdeki dönem faiz koridorunu daraltacaklarını ifade ederek, kredilerin fiyatlamasının da buna uyum saÄŸlayacağını ” belirtmiÅŸ. BaÅŸçı, “Dolayısıyla biz Merkez Bankası olarak aslında Temmuz’un başından itibaren ayağımızı frenden yavaÅŸ yavaÅŸ çekmeye baÅŸladık. Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini hızla Temmuz başından itibaren aÅŸağı çektik. Ä°kinci etapta kredilerin de yavaÅŸ yavaÅŸ maliyetlerinin aÅŸağı doÄŸru gelmesini saÄŸlayacağız. Kredi faizlerinin aÅŸağı gelmesine izin vermemiz gerekir” ÅŸeklinde bir deÄŸerlendirmede de bulunmuÅŸ.
GeçtiÄŸimiz ay yayınlanan Enflasyon Raporu’nda da benzer ifadelere yer veren MB, 18 Eylül’de yapılacak PPK toplantısında önemli kararlara imza atmaya hazırlanıyor. Bu hafta sonu yapılacak Jackson Hole toplantısına gidecek olan BaÅŸçı, 31 AÄŸustos’ta Bernanke’nin yapacağı konuÅŸmayı dinleyip Fed’den III. BPP gelip gelmeyeceÄŸine dair ipuçlarını alacak.
6 Eylül’deki Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve 12-13 Eylül’deki Fed’in Federal Açık Piyasa Komite (FOMC) toplantılarından sonra çok daha rahat bir karar verecek.
Yeni bir parasal geniÅŸleme gelmesi durumunda daha hızlı, gelmemesi durumunda ise görece olarak daha yavaÅŸ bir ‘bant daraltma’ operasyonuna gidilecek görünüyor. Gerçi geçerli fonlama faiz seviyesi 6.70’lerin altına inmiÅŸ durumda. MB artık ‘istisnai gün’ uygulamasında kullandığı “üst bandı” daha az kullanır hale geldi ve fonlama faiz seviyesini pratikte oldukça düÅŸürmüÅŸ durumda. 18 Eylül’deki toplantıda hem alt bandın, hem de üst bandın düÅŸürülmesi ihtimali artıyor. Önceki iki toplantıda da benim böylesi bir beklentim vardı, ancak MB’nin temkinli tutumu, diÄŸer büyük merkez bankalarının ne yapacağını görüp ondan sonra bir karar verme yönündeki tercihi faiz indirimlerini ‘erteletti’. Bugünden bakıldığında benim tahminim ‘politika faizi’ olan bandın alt tarafında 50 baz puanlık bir indirime karşın, üst bandın 150-200 baz puan ve hatta daha fazla indirilmesi yönünde. Bu denli ‘radikal’ bir karar alınırsa bu beni çok da ÅŸaşırtmayacak. (Belirtmekte fayda var: Suriye ve GüneydoÄŸu’daki geliÅŸmeler de kararlarda mutlaka etkili olacaktır.)
Böylelikle MB hem pratikte indirmiÅŸ olduÄŸu faiz ornalarını ‘tabelada’ da indirmiÅŸ olacak, hem de bankaların mevduat oranları için temel olan ‘üst bandı’ da indirerek bankaların maliyetlerini mevduat maliyetlerini de azaltmış olacak. Bu konuya dair BaÅŸçı’nın söylediÄŸi “YavaÅŸ yavaÅŸ artık mevduata avantaj saÄŸlayıcı, mevduat dışı yükümlülüklere bir miktar dezavantaj saÄŸlayıcı, istikrarlı fonlama için çekirdek yükümlülükleri teÅŸvik edici, ama çekirdek dışı yükümlülükleri hafif hafif caydırıcı kademeli küçük adımlarla bir takım tedbirler düÅŸünülebilir. Bunu niyet beyanı olarak söylüyorum, açıklanmış bir politika metni deÄŸil ama o yönde de yavaÅŸ yavaÅŸ adım atsak iyi olur” noktası önem kazanıyor. Mevduat ile diÄŸer yükümlülükler (yurtdışı borçlanma, tahvil ihracı) arasında munzam karşılıklarla ilgili farklı düzenlemeler yapılabilecek. Daha önce belirtilmiÅŸ olduÄŸu üzere MB’nın bundan sonra daha aktif olarak kullanacağı para piyasası arazı zorunlu karşılık oranları ve özellikle de altın ve dövize bazında tutulan karşılıkların ‘çarpan’ oranları olacak.
18 Eylül’deki toplantıda zorunlu karşılıklarda ve çarpanlarda bir deÄŸiÅŸiklik olması ihtimali düÅŸük, ancak sonraki toplantılarda özellikle döviz tarafıyla ilgili ‘iyileÅŸtirme’ çabalarına ÅŸahit olacağız.
MB; böylesi bir politika deÄŸiÅŸikliÄŸinin döviz kurları üzerinde olumsuz bir etkisi olmasını beklemediÄŸini ifade etse de sınırlı da olsa TL’nin zayıfladığına ÅŸahit olacağımızı düÅŸünüyorum. Ancak bu hareketin ne MB’yi ne de piyasaları rahatsız edecek boyutta olması ÅŸimdilik düÅŸük bir olasılık olarak görünüyor!
Euro/dolar paritesinin seyri önemli
Haftanın endikatörü euro/dolar paritesi olacaktır. Haftayı 1.2520’nin altında kapatan euro; Yunanistan’ın Merkel ve Hollande’dan fazla yüz bulamamasıyla ilk aÅŸamada gerilemesi söz konusu. 1.2460 seviyesi aÅŸağıda kritik. Bu seviyenin altına inilmesi eurodaki düzeltme hareketinin hız kesmesine, yeniden 1.23’lü seviyelerin görülmesine hatta altına inilmesine sebep olabilir.
Euronun ÅŸimdilik yoluna devam etmesi durumundaysa ilk aÅŸamada 1.2665, ardından da 1.2780-1.2870 seviyeleri gündeme gelebilecek. Euronun deÄŸer kazanması, genel olarak varlık piyasalarındaki iyimser havayı arttırırken, euronun deÄŸer kaybediyor olması; zaten yükseliÅŸte yorulmaya baÅŸlayan; varlık piyasalarını aÅŸağı çekecektir.
Bu hafta VOB kontratının son haftası!
Malumunuz Vadeli ve Opsiyon Borsamız’da (VOB) ağırlıklı olarak IMKB Endeks 30’a dayalı ‘yakın vade’ kontratı iÅŸlem görüyor. Bu haftanın son günü de aynı zamanda AÄŸustos kontratının son iÅŸlem günü. PerÅŸembe günün de tatil olduÄŸunu hatırlarsan 4 iÅŸlem günü kalıyor vadenin son gününe. Bu süre içinde özellikle en fazla ‘uzun-long’ ve en fazla ‘kısa-short’ pozisyon taşıyan ilk bir kaç aracı kurumun ne yapacakları önem kazanıyor!
EÄŸer bu aracı kurumlar aynı miktardaki kontratı Ekim vadye geçirecek olurlar ise ‘görüÅŸlerini koruyor’ yok eÄŸer pozisyonlarını azaltacak; yani daha az kontratı ilerik vadeye taşıyacak olurlarsa; ‘görüÅŸlerini deÄŸiÅŸtirmeye’ baÅŸladıkları anlamı çıkabilecek.
Bu nedenle VOB’daki kontrat deÄŸiÅŸimlerini bu hafta dikkatli izlemekte fayda var!