Televizyonda "Kim Milyoner Olmak Ä°ster" adlı bir yarışma programı var. Yarışmaya katılanlara çeÅŸitli joker (yardım) hakları veriliyor. Yarışmacı soruyu bilemediÄŸinde bu yardımları kullanıyor. Bunlardan biri seyirciye sorma hakkı. Seyirciler, ellerindeki aletlere doÄŸru olduÄŸunu düÅŸündükleri cevap şıkkını giriyor ve hemen bu tahminlerin dağılımı ekranda beliriyor. Ä°lginç olan, yarışmacıların bu hakkı hep en erken ve daha ziyade basit sorularda takıldıklarında kullanıyor olmaları. Yani çok açık bir biçimde yarışmacılar sayıları çok daha fazla olan seyircilerin tahminlerine güvenmiyorlar. Üstelik seyirciler çoÄŸu zaman doÄŸru cevabı verdikleri halde. Halbuki ünlü Ä°ngiliz istatistikçi Francis Galton'a göre yarışmacıların bu yaptığı doÄŸru deÄŸil. The New Yorker yazarı James Surowiecki "Kitlelerin Aklı (The Wisdom of Crowds)" adlı kitabının giriÅŸ bölümündeki anekdotta, Galton'ın bir gözlemine yer veriyor. Ä°lginç merakları olan Galton, bir sığır pazarını gezerken bir "sığır kilosu tahmin etme yarışı" yapıldığını görüyor. Pazara gelenler seçilen sığırların kilosunu, daha doÄŸrusu kesilince kaç kilo et çıkacağını tahmin ediyorlar ve en yakın tahmin yapanları ödüllendiriyorlar. Galton, fuara gelen geliÅŸigüzel (ama herhalde hayvancılıkla da bir ÅŸekilde ilgisi olan) 800 kiÅŸinin katıldığı bu yarışmadaki tahminlerin ortalamasını aldığında görüyor ki, sığırın gerçek (kantarın gösterdiÄŸi) kilosuyla tahmin ortalamasının arasında sadece yarım kilo fark ediyor. Surowiecki'nin kitabındaki kitlelerin aklı da bu ve benzeri grup tahminlerinin (ortalamanın) kiÅŸisel tahminlere göre çok daha baÅŸarılı olduÄŸu tezine dayanıyor. Kurban kestirenler de kurban pazarlarında bu kilo iÅŸinin ne kadar önemli olduÄŸunu ve kurbanın kilosunu (çıkacak et miktarının ağırlığını) tahmin etmenin ya da satıcıya güvenmenin ne kadar zor olduÄŸunu bilirler. Surowiecki'nin tezi, ÅŸayet doÄŸru ise aslında en doÄŸru tahmin kurban pazarına katılanların yapacakları tahminlerin ortalaması. Bu baÄŸlamda "kim milyoner olmak ister" yarışmacıları da seyircilere çok daha fazla güvenmek ve daha zor sorularda da desteklerini istemek durumundalar. Peki, sığır pazarındaki bu baÅŸarılı kilo tahminlerinin global krizle alakası ne? O baÄŸlantıyı da ünlü Ä°ngiliz iktisatçı Jon Kay kuruyor. Sığır pazarında eÄŸlence amaçlı baÅŸlayan kilo tahminlerinin ortalaması bu kadar baÅŸarılı olunca bir süre sonra pazarcılar eskiyen kantarları yenileme masrafına girmiyorlar. Nasılsa tahmin yarışması var ve tahminlerin ortalaması gerçek kiloyu kantarlar kadar iyi ölçebiliyor. Ama kilo tahmini önemli hale gelince de katılımcıların bazıları hile yapmaya ve sahibinden sığırla ilgili özel bilgiler edinip ödülü kazanmaya çalışıyorlar. Bunu gören diÄŸer katılımcılar nasılsa kazanamayacaklarını düÅŸünerek yarışmaya girmek istemiyorlar. O zaman da tahminlerin baÅŸarısı tehlikeye düÅŸüyor çünkü tahmini güçlendiren aslında yeterli sayıda katılımcı olması. Bunun üzerine pazarcılar harekete geçip sığır sahiplerinin bilgilerinin herkese açık olmasını saÄŸlamaya çalışıyorlar. Sığır sahipleri 3'er tane sığırlarının geliÅŸimini gösteren rapor hazırlıyor ve bunlar herkesin görebilmesi için pazarın giriÅŸ kapısına asılıyor. Sığır sahiplerinin etrafına verdiÄŸi her bilginin bu raporlara eklenmesi isteniyor. Bunların dışında bilgiye sahip olduÄŸu düÅŸünülenler pazardan ve yarışmadan men ediliyor. Bu aÅŸamada devreye "sığır uzmanları" giriyor. Kapıya asılan raporları okuyup tahmin yaparak gelenlere tavsiyeler veriyorlar. Uzmanların daha parlak olanları zamanla bu bilgilerin yarışmayı kazanacak kadar doÄŸru tahmin yapmaya yetmeyebileceÄŸini düÅŸünerek, bilgiler yerine yarışmacıların tahminlerini tahmin etmeye çalışıyorlar. Nasılsa artık kantarlar devrede olmadığı için asıl baÅŸarının gerçek kilonun ne olduÄŸu deÄŸil, yarışmacıların kilonun ne olduÄŸu konusunda düÅŸünceleri olduÄŸu gerçeÄŸini yakalıyorlar. Buffett isimli yaÅŸlı bir çiftçi, bu olan bitenlerden rahatsızlık duyuyor. Tüm bunların sığırcılıkla alakası olmayan ÅŸeyler olduÄŸunu söylüyor ve tahmin yarışlarını bir kenara bırakıp sığırcılığın özüne dönülmesi konusunda uyarı yapıyor. Ama her ne kadar Buffet, sığırcılıktan çok iyi anlıyor ve çok besili, talep gören sığırlar yetiÅŸtirebiliyorsa da pazarcılar bu yaÅŸlı köylünün eski kafalı olduÄŸunu, modern ve pratik uygulamalardan uzak kaldığını düÅŸünüyorlar. Ama itirazlar artınca pazara uluslararası uzmanlar davet edilip yarışma kuralları yeniden belirleniyor. Genel olarak kabul edilen (generally accepted standards) ve uluslararası kabul gören (international standards) kural dizini ÅŸeklinde iki yöntem ortaya çıkıyor ama her ikisi de temelde katılımcıların yaptıkları tahminlerin ortalamasının alınması prensibine dayanıyor. Sığırların kilosunu doÄŸru tahmin edecek yeterli sayıda katılımcı olmadığı durumda ise devreye "Chicago Üniversitesi matematikçileri" giriyorlar. Yeterli sayıda katılımcı olmadığı durumda dahi kilonun doÄŸru tahmin edilebilmesini saÄŸlayan istatistiki modeller geliÅŸtiriyorlar. DoÄŸru bir tahmin için ne çiftçi tecrübesi, ne sığır uzmanlığı ne de kasaplık bilgisi; sadece bu modelleri çalıştıracak güçlü bilgisayarların olması yeterli oluyor. Bu kilo tahmin yarışmaları, uzmanlar, standartlar, matematik modelleri keÅŸmekeÅŸi yaÅŸanırken birileri kalkıp kantarları yenileyip eski basit sisteme geri dönülmesini istiyorlar. Ama seslerini kimseye duyuramıyorlar. Bu kadar iÅŸi bilen akıllı adam varken eski kantarlara ne ihtiyaç var ki? Ama bu kargaÅŸa içinde de maalesef sığırlar telef olmaya baÅŸlıyor. Çünkü herkes kilo tahminleri ile uÄŸraşırken sığırları beslemeyi unutuyorlar. Bu kıssada bugünkü global krizin nasıl ortaya çıktığına dair yatırımcısından regülatörüne, politika yapıcıdan akademisyenlerine kadar her kesim için çok hisse var. Anlamak isteyen için tabii ki. Zaman