Bütçede ilk iki ay
Deniz Gökçe

Herkesin bildiÄŸi ekonomik risklerimiz, ülkedeki kredi artışının yeterince yavaÅŸlayıp yavaÅŸlamadığı, bunun sonucu olarak da büyümenin fren tutup tutmadığı ve tabii cari denge açığının da makul hızla aÅŸağıya inip inmediÄŸi gibi konularla iliÅŸkili. Bunlar kısa dönemli faktörler. Bunların arkasında da çevremizdeki Ä°ran ve Suriye sorunları ve enerji fiyatları yükseliÅŸi ve Avrupa ile iliÅŸkili korkular var.

 Ancak uzun vadeli bir bakışla esas sorunumuz tasarruf konusudur. Cari denge açığı sonuçta ülkenin harcamasının frenli ve tasarrufunun gazlı gidip gitmediÄŸini gösterir. Bizde üzücüdür ki özel tasarruf azalıyor, kamu tasarrufu ise artıyor. Ama iç tasarrufumuz iç yatırımımızı karşılamıyor, bu nedenle de yabancıların tasarrufunu ödünç almak zorunda kalıyoruz.

Bu durumda kısa vade önlemi sıkı maliye politikası ve sıkı para politikası olmak zorunda. Bugün sık maliye politikasının son durumuna bakıyoruz.

Yılın ilk iki ayına iliÅŸkin Merkezi Yönetim Bütçe gerçekleÅŸmeleri Maliye Bakanlığı tarafından yayınlandı. Buna göre geçen yılın ilk iki ayında 2 milyar TL fazla veren hükümet bütçesi bu yılın aynı döneminde 900 milyon TL açık vermiÅŸ. Yani ilk bakışta bütçe dengesinde, küçük de olsa, bir miktar bozulma söz konusu.

AÅŸağıdaki tablo, Merkezi Yönetim Bütçesi'nde ilk iki aylık gerçekleÅŸmeleri ana kalemler itibarıyla özetliyor. KarşılaÅŸtırmanın kolay olması için geçen yılın aynı döneminde gerçekleÅŸen toplamları da tabloya ekledik. Ayrıca Tüketici Fiyat Endeksi'ne göre düzelttiÄŸimiz verilerden yola çıkarak reel artış oranlarını da hesapladık.

 Tabloda ilk dikkat çeken kalem faiz giderlerindeki 4 milyar TL'lik artış. Zaten geçen yıl ilk iki aydaki bütçe fazlasının yerine bu yıl bir miktar bütçe açığı oluÅŸmasının gerisinde de bu faiz giderlerindeki artış var. Ancak faiz ödemelerinin Hazine'nin geçmiÅŸ borçlanma ve itfa takvimine baÄŸlı olarak aydan aya ve hatta yıldan yıla dalgalanma göstermesi normaldir.Geçen yıldan bu yıla, faiz oranlarında çok aşırı ve çok olaÄŸanüstü bir zıplama olmadığı için faiz giderlerindeki artış henüz önemli bir durum sayılmamalı.

 Bütçe'nin faiz dışı kalemlerine bakarsak, gelirler tarafında vergi gelirlerinin reel yüzde 2.3 oranında arttığını görüyoruz. Geçen yılki vergi barışı ile baÅŸlayan vergi tahsilatındaki hızlı artış ise sona ermiÅŸ gözüküyor. Ekonomik aktivitedeki göreceli yavaÅŸlama ile birlikte vergi gelirlerindeki artış oranının yavaÅŸlamış olduÄŸu yorumu yapmak mümkün.

 DiÄŸer yandan, faiz dışı harcamalardaki reel artışın gelirlerdeki artışın yaklaşık iki puan üzerinde olduÄŸuna dikkat çekmek istiyoruz. Rakamlar henüz iki aylık olduÄŸu için genel trend anlamına gelmiyor, ancak harcamaların gelirlerden hızlı artıyor olması uzun vadede bütçede bir miktar gevÅŸeme anlamına geliyor.

 Türkiye ekonomisi, geçen yıl hem küresel sorunlara raÄŸmen, hem de içeride seçim olmasına raÄŸmen oldukça baÅŸarılı bir yıl geçirdi. Bütçede de, ciddi anlamda bir disiplin söz konusuydu. Bu disiplin sayesinde yıl sonu bütçe açığı GSYH'nın (tahmini olarak) yüzde 1.2'sine kadar düÅŸürülmüÅŸtü. Bu yılın ilk iki ayında bu oran yine tahmini olarak yüzde 1.5 düzeyine çıkmış durumda. Tekrar edelim: Ä°ki aylık rakamlara bakıp kesin bir bozulma trendinden bahsedemeyiz belki, ama bütçeden gelen ilk sinyallerin bir miktar gevÅŸemeye iÅŸaret ettiÄŸini tespit etmemiz gerekiyor. Bütçe açığındaki artışlar toplam tasarruf oranını doÄŸrudan olumsuz etkilediÄŸinden bütçe disiplinindeki uzun vadeli bozulmanın cari açık problemini kötüleÅŸtirebileceÄŸini de hatırlatalım.

AkÅŸam



Sayfa Adresi: http://istefinans.com/yazar/Butcede-ilk-iki-ay/14