Evet, sistem Babacan'ın söylediÄŸi gibi çalışırsa, kıdem tazminatları fonuyla hem ülke tasarrufları çoÄŸalır hem de çalışanın hakkı kaybolmaz. Zaten kıdem tazminatı fonu 61. Hükümet Programı'nda da yer almıştı.

"Ä°ÅŸçilerimizin büyük çoÄŸunluÄŸunun alamadığı, iÅŸletmelerimizin üzerinde ödeme baskısı oluÅŸturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorununu kazanılmış hakları koruyan ve bütün iÅŸçilerin kıdem tazminatlarını garanti altına alan bir fon teÅŸkil etmek suretiyle, sosyal taraflarla istiÅŸare içinde çözeceÄŸiz" vaadinde bulunulmuÅŸtu. Babacan, kıdem tazminatı fonu yasasının, yaz boyunca tartışılması için, TBMM eylülde açıldığında ele alınacağını o toplantıda belirtmiÅŸti.

Kıdem tazminatı fonu Babacan'ın dediÄŸi gibi bugünlerde tartışılıyor. Ama sanki mevcut kıdem tazminatı yükünün devletin sırtına yıkılması gibi bir hava oluÅŸuyor.

Hak-Ä°ÅŸ Sendikası'ndan Mustafa Paçal, iÅŸçilerin biriken kıdem tazminatlarının, 2 bin lira yıllık ortalama kıdem aylığı, ortalama on yıllık çalışma süresi ve 10 milyon 800 bin kayıtlı iÅŸçi dikkate alındığında toplam 216 milyar lirayı bulduÄŸunu belirtti.

Peki kıdem tazminatı fonu kurulduÄŸunda, iÅŸçilerin hak ettiÄŸi bu kıdem tazminatları ne olacak? Åžirketler bu parayı nasıl ödeyecek?

Paçal'a göre, büyük ÅŸirketler, kıdem tazminatı konusunu kendileri emeklilik fonları kurarak halletti. Hatta bu iÅŸten para kazanıyorlar.

Bize göre ise asıl sorun orta ve küçük iÅŸletmelerde çıkıyor. Ä°ÅŸte hükümete onlar baskı yapıyorlar ve "EÄŸer kıdem tazminatı sorununu çözüp bizim maliyetlerimizi düÅŸürmezseniz, biz de üretim yapmayız, ihracat yapmayız, siz de iktidar da kalamazsınız" diye Ankara'yı korkutuyorlar.

Bu baskı TOBB kanalıyla yapılıyor. Daha önce de yeni Türk Ticaret Kanunu'yla ilgili benzer bir baskı süreci yaÅŸanmıştı. TOBB'un araÅŸtırma kuruluÅŸu olan TEPAV, ÅŸeffaflaÅŸma ve kayıt dışını en aza indirmek için yapılacak denetimlerin ÅŸirketlere 4.5 milyar lira yük getireceÄŸini ileri sürmüÅŸtü. Ve TOBB'un isteÄŸi üzerine yeni TTK'nın ticarete ÅŸeffaflık getiren maddeleri TBMM'deki tüm siyasi partilerin desteÄŸiyle deÄŸiÅŸtirildi. (Bazı muhalefet milletvekilleri, o gün Meclis'teki mırıldanmalarını, biz bu deÄŸiÅŸikliÄŸe karşı çıktık diye ÅŸimdi yutturmaya çalışıyorlar ama sakın inanmayın.)

Sonuçta TOBB ve onun araÅŸtırma kuruluÅŸu TEPAV'ın büyük katkılarıyla Türkiye, kayıt dışının önlenmesi ve tüketicinin korunması yolunda önemli bir adımı atamadı. Türkiye'nin önüne bir duvar örüldü. Åžimdi benzeri bir durum kıdem tazminatı fonunda yaÅŸanabilir. Niye derseniz... Çünkü TOBB ve TEPAV, iÅŸletme maliyetlerini sürekli kamu bütçesi üzerine yıkmaya çalışıyorlar.

Hatırlayın... 2008 krizinde TOBB, bankalarda parası olduÄŸu halde üyelerine kullandırmadı ve bunun yerine ucuz kredi için kredi garanti fonuna Hazine'den bir milyar lira aktarılmasını istedi ve bunu da baÅŸardı. Yani kendi paraları olduÄŸu halde vatandaşın parasını kullandılar.

Ayrıca iÅŸveren sigorta payının beÅŸ puanlık kısmı da Eylül 2008'den beri devlet tarafından ödeniyor. Ve 18-29 yaÅŸ arası erkekler ile 18 yaÅŸ ve üzeri kadınların istihdam edilmeleri durumunda, iÅŸveren sigorta prim payı kademeli olarak 5 yıl süreyle devletçe karşılanıyor.

Anlayacağınız, istihdama saÄŸlanan bütün bu devlet yardımlarının yanında ÅŸimdi 216 milyar liralık kıdem tazminatı yükünün bir kısmı da vatandaşın üzerine yıkılabilir. Hükümet bu konuda kesinlikle taviz vermemeli. KomÅŸunun başına gelen bizim de başımıza gelebilir.

Yunanistan'da ÅŸirket sahipleri, kendilerine verilen devlet yardımlarıyla traktör ve iÅŸlerini geliÅŸtirecek makineler alacaklarına Mercedes otomobiller aldıkları için Yunanistan'ın ekonomisi battı.

TOBB ve onun kuruluÅŸu TEPAV'ın aklıyla iÅŸletmeler sürekli devlet yardımlarıyla iÅŸlerini götürmeye kalkarlarsa uzun sürmez biz de batarız. Kimbilir, Hükümeti baÅŸarısız kılmak için onların da stratejileri bu herhalde.

Sabah